1990’ların başında bilim adamları Amerikan ordusu adına hislerimizin, vücudumuz dışında çok uzakta bulunan canlı hücrelerimiz üzerinde bir etkisi olup olmadığını araştırdı.
1993 yılında “Advances” adlı dergide ordunun deneyleriyle ilgili bir makale yayınlandı. Söz konusu deneyde, DNA İLE ALINDIKLARI KİŞİNİN DUYGULARI ARASINDA BİR BAĞLANTI OLUP OLMADIĞI incelenmiştir. İlk önce deneklerin ağzından doku ve DNA örnekleri alınmış, bunlar izole edile rek binanın diğer bir bölümüne götürülmüştü. Amaç, özel olarak geliştirilmiş cihazlarla DNA’la rın alındıkları kişiye uzakta olsa bile onun hislerine tepki verip vermediklerini ölçmektir.
Bu deneye katılan kişilerde, çeşitli duygular uyandırmak için, onlara erotik resimlerin yanı sıra savaş sahnelerini yansıtan, komik durumları gösteren ve şiddet içerikli resimler de gösterilmiştir.
Bilim adamları katılımcılara her çeşit duyguyu yaşatmak için resimleri, bütün duygu yelpazesini örtecek şekilde hazırlamıştı.
Yine araştırmacıların büyük bir çoğunluğu DNA’nın etkilenebileceğinden şüpheliydiler.
Ama mevcut fizik kurallarının altüst eden bir şey gözlemlediler.
Bilim adamları deneye katılan kişide duygular oluştuğu sırada elektriksel reaksiyonlar tespit edebilmişlerdi.
DNA, HALEN ALINDIĞI KİŞİNİN VÜCUDUNDAYMIŞ GİBİ BİR HAL ALIYORDU. Daha sonra mesafe 350 mile kadar açılmış ancak kişi ve DNA arasındaki etkileşim aynı anda ölçülmüş ve ikisinin her defasında eş zamanlı gerçekleştiği tespit edilmişti. DNA sanki hala vericinin vücudunday mış gibi hızlı reaksiyon veriyordu.
HİSLERİMİZ, DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ VEYA İNANDIĞIMIZ HER ŞEY, SANİYENİN MİLYONDA BİRİ KADAR BİLE BİR GECİKME OLMADAN DNA’MIZ TARAFINDAN ALGILANMAKTADIR. TİTREŞİMLERİMİZDEN ETKİLENEN DNA’NIN YANI BAŞIMIZDA YA DA DÜNYANIN ÖBÜR UCUNDA OLMASININ HİÇBİR ÖNEMİ YOKTUR.
Artık bilim adamları TÜM DUYGU VE DÜŞÜNCELERİMİZİN İLETİLMESİNDEN, BAHSETTİĞİMİZ ENERJİ ALANININ (MATRİKS, KUANTUM ALANI) SORUMLU OLDUĞUNDAN EMİNLER.
HEM DE SADECE IŞIK HIZIYLA DEĞİL ONDAN ÇOK DAHA HIZLI BİR ŞEKİLDE.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder