İNSAN VARLIĞININ KATMANLARI
İslam düşüncesinde ‘ben’ ve ‘beden ayrımı’ vardır ve ‘ben’in asıl, bedenin ise kendine ait hükmi şahsiyetiyle insana emanet olarak geçici bir süreliğine verildiği belirtilir.
Ancak tasavvuf düşüncesi, asıl olan bu ‘ben’in çok katmanlı ve iç içe geçmiş varlıkları olduğunu, merkezinde Zât-ı Müteâl’in bulunduğu şeklinde ifade eder.
Nitekim Yunus Emre, ‘Bir ben vardır benden içeru’ dizeleriyle bu fikri ifade etmektedir.
Genelde Rus kültürüne ait iç içe geçmiş ahşap oyma insan figürlerinden
oluşan matruşkaya benzetebileceğimiz ‘bu varlık katmanları’ birbirinden bağımsız değildir.
oluşan matruşkaya benzetebileceğimiz ‘bu varlık katmanları’ birbirinden bağımsız değildir.
"Eski Mısırlılar da insanın fiziksel bir bedenden daha fazlası olduğuna inanmışlardı, Bu inançlarından dolayı da insanın yapısını bazı bölümlere ayırıyorlardı. "
Mısırlılar'ın insan bedenini birden fazla unsurlara sahip olarak tanımlamalarının altında, ileri düzeyde metapsişik ve ezoterik bir temel yatmaktaydı. İnsanı meydana getiren temel unsurlar, ezoterik içerikli bilgilere göre başlıca yedi katmandan oluşmaktaydı. Bunlar sırasıyla şöyle tanımlanılmaktaydı:
1- Fizik Beden
2- Eterik Beden
3- Astral Beden
4- Mantal Beden
5- Kozai Beden
6- Ruhsal Beden
7- İlâhi Beden
2- Eterik Beden
3- Astral Beden
4- Mantal Beden
5- Kozai Beden
6- Ruhsal Beden
7- İlâhi Beden
Yedi farklı beden olarak isimlendirilen bu katmanlar, ruh enerjisinin kendisini tezahür ettirdiği farklı maddesel oluşumlardır. Ruhsal enerji, fizik bedene gelinceye kadar yüksek enerjisini bu alanlarda kabalaştırmaktadır.
Metapsişik ve Ezoterili Bilgiler'e göre: Ruhsal enerjinin dünyada bir beden içinde tezahür edebilmesi için bu tampon bölgelere ihtiyacı vardır. Bu, enkarnasyon için gerekli olan bir durumdur. Bu tampon maddesel oluşumlar sayesinde ruh varlığı üç boyutlu kaba vibrasyonlu madde ile irtibata girebilmektedir.
---------------------------------------------------------------------
Yoga hakkındaki en eski metinler Patanjali adlı yoginin yazdığı Yoga-sutra lardır.
Patanjali 'ye göre 'Kosha’nın kelime anlamı Kılıftır.
İnsan 5 farklı kosha’dan oluşmaktadır :
*Annamaya kosha: fiziksel beden kılıfı
*Pranamaya kosha: Hayat enerjisinden oluşan kılıf. Fiziksel bedeni çevreleyen bioenerjetik katmandır.
*Manomaya kosha: Zihinden oluşan kılıftır.
*Vijnanamaya kosha: Akıl ve zekadan oluşan kılıf.
*Anandamaya kosha: Saadetten oluşan kılıftır.
---------------------------------------------------------------------
Patanjali, insan hakikatini beş temele, dolayısı ile bu beş bedene ayırır.
Bir bedenin olmadığını; toplamda beş tane olmak üzere kat kat bedenlerin olduğunu söyler.
---------------------------------------------------------------------
Topraktan meydana gelmiş ve sürekli gıdalarla beslenen ilk beden, gıda-beden, toprak beden olarak adlandırır. Gıda topraktan gelir. Gıda almayı bırakırsan gıda bedeni yok olur. Çünkü sonuçta yediklerin sadece gıda değildir. Senin kanın, kemiğin, özün haline gelmektedirler. Varlığında dolaşıyor sana tesir etmeye devam ediyorlar. Bu yüzden gıdanın arılığı, arı bir gıda-beden yaratır.
Ve ilk beden arı, hafif, yüksüz olduğunda ikinci bedene geçmek daha kolay olur, aksi halde zordur. Yüklenmiş olursun. Çok fazla ve ağır gıdalar aldığında hemen üzerine bir uyku, bir ağırlık çöktüğünü fark ettin mi? Uyumak istersin; farkındalık hemen yok olmaya başlar.
İlk beden yüklüyken, farkındalık yaratmak zordur: Bu yüzden oruç, tüm dinlerde büyük önem kazanmıştır.
---------------------------------------------------------------------
Patanjali ikinci bedeni, enerji beden, elektrik beden olarak adlandırır.
Buna göre, fiziksel bedeni saran, içine geçip yayılan ve ‘prana’nın kılıfı’ olarak bilinen pranayama kosha adında bir enerji bedeni bulunmaktadır (Bu tanım, farklı kaynaklarda, pranik beden ya da eterik beden olarak da verilmektedir.)
İkinci elektrikli alanlardan meydana gelmiştir. Akupunktur, bununla ilintili bir şeydir.
Bu ikinci beden, ilk bedenden daha zariftir. Ve ilk bedenden, ikinci bedene geçmeye başlayan insanlar enerji alanına dönüşür, çok cazibeli, çekici ve etkileyici olurlar. Onlara yaklaştığında kendini hayatla dolmuş, canlanmış hissedersin.
Sadece gıda-bedende yaşayan insana yaklaştığında boşalmış hissedersin.. Seni tüketir.
Sadece gıda-bedende yaşayan insana yaklaştığında boşalmış hissedersin.. Seni tüketir.
İkinci beden sana taze bir özgürlük verir, daha fazla alan sağlar. İkinci beden, ilkinden büyüktür; fiziksel bedenine hapsolmuş değildir. Fiziksel bedenin hem içinde hem dışındadır. Seni ince bir hava tabakası, bir enerji aurası gibi sarar.
Nasıl doğru nefes alacağını bilirsen, ikinci bedene geçersin. (Diyafram nefesi) İkinci beden ilkinden güçlüdür ve ikinci beden ilkinden uzun yaşar. Doğal (diyafram) solunumu anlaşılmalı.
Küçük çocuklar bu yüzden çok aktif ve canlıdırlar. İçine daha fazla prana, chi alır ve karnında tutar. Karın biriktirme yeri, depodur. Göğsünü acil durumlar dışında kullanmaman gerektiğini hatırla. Doğru nefes karından alınıp verilir. Balonun şişip inmesi gibi. Kediler ve köpekler de böyle nefes alırlar.
Sürekli göğsünden solunum yaparsan, zihinde gerginlik olur. Sürekli göğüs solunumu yaparsan korkarsın. Çünkü göğüs solunumu korku dolu durumlar içindir.
Fakat bunu alışkanlık haline getirirsen daima endişeli, gergin, telaş içinde olursun. Stresli yaşam da solunumu daraltır. Paronaya böyle yaratılır. Sürekli hale gelmesi ile Anksiyete ve depresyona dönüşür. Panik ataktan doğala dönmek kolaydır ama depresyondan çıkmak zor olabilir. Yine bir yolu vardır. Doğal olmak, Meditasyonda olmak…
---------------------------------------------------------------------
Ve sonra üçüncü beden var; Zihin beden.
Üçüncü beden, ikinciden daha büyük, ikinciden daha zarif, daha yüce.
Hayvanlar ikinci bedene sahip, fakat üçüncüye sahip değiller. Hayvanlar çok hayat doludur. Bir aslanın yürüyüşüne bakın Nasıl bir güzellik, nasıl bir zerafet, nasıl bir ihtişam vardır. İnsanlar onu daima kıskanmıştır. Bir geyiğin koşuşuna bakın. Nasıl bir hafiflik, nasıl bir enerji, ne büyük bir enerji olgusu. İnsanlar daima onu kıskanmıştır . Fakat insanın enerjisi de her geçen gün yükselmektedir.
Üçüncü beden, Hintçe Manumaya kosha’dır. İngilizcedeki man sözcüğü Sanskritçe’deki man sözcüğünden gelir.
Akıl. Seni insan yapan akıldır. Ama ona tam olarak sahip değilsin. Onun yerine sahip olduğun şey yalnızca şartlandırılmış bir mekanizmadır.
Taklit ederek yaşıyorsun; aklın yok. Kendin için yaşamaya başladığında içinden geldiği gibi; kendi sorumluluklarını karşılayabildiğinde; sorumluluk sahibi olmaya başladığında zihin-beden geliştirirsin.
Bir topluluğu takip edersen sorumluluk almaz isen zihin beden gelişemez, kendi aklına sahip olamazsın ve çok güzel bir şeyi, daha yüksek gelişim için köprü vazifesi görecek bir şeyi kaçırırsın.
---------------------------------------------------------------------
Sonra manumaya kosha’dan daha büyük, Sezgi-beden vardır. O çok çok geniştir.
Onda mantık yoktur, aklın ötesine geçer, çok incelmiştir. O sezgisel bir anlayıştır.
Nesnelerin öznelerini doğrudan görebilmektir. Bu konuda düşünmek değildir.
Tasarlamazsın, hiçbir fikrin, hiçbir sonucun, hiçbir şeyin peşinde olmazsın. Aramazsın bile. Sadece beklersin ve hakikat açığa çıkar. Bu bir ifşadır. Sezgi-beden seni çok uzak ufuklara taşır, ancak bir beden daha vardır.
---------------------------------------------------------------------
Bu da beşinci bedendir, Anandamaya kosha, saadet-beden.
Bu, gerçekten aşmaktır. Saf mutluluktan yapılmıştır. Sezginin bile ötesindedir.
Unutma, bu beş çekirdek, sadece çekirdektir.
Bu beşinin ötesinde senin hakikatin vardır. Bunlar yalnızca seni çevreleyen çekirdeklerdir.
İlki, hantal, aşağı yukarı 1.80 m.’lik bir vücuda hapsedilmişsin. İkincisi daha büyük, üçüncüsü daha büyük, dördüncü ondan da büyük; fakat yine de bunlar çekirdektir. Hepsi sınırlıdır. Tüm çekirdekler bırakılır ve sen hakikatinde çıplak kalırsan, o zaman sonsuzsundur.
Yoga şöyle der:
Sen Tanrı’sın Brahman’ın ta kendisisin. Artık en yüce hakikatin ta kendisisin, tüm engeller aşıldı.
Bunu anlamaya çalış. Engeller var, seni çember içine alıyorlar. İlk engeli aşmak zordur. İnsanlar fiziksel bedenleri içinde hapsolup kalırlar ve fiziksel hayatlarının yaşanacak tek hayat olduğunu zannederler. Takılma.
Fiziksel-beden, enerji-beden için yalnızca bir adımdır. Enerji-beden ise yalnızca zihin-beden için bir adımdır.
Ona gelince, o ise yalnızca sezgi-beden için bir adımdır. Bu da saadet-beden için bir adımdır.
Ve saadet bedenden sonra sıçrayışa geçersin – artık adım yoktur. Varlığının dipsiz çukuruna atlarsın. Bu sonsuzluktur, bu sınırsızlıktır.
Toprak ilk gıda-bedeni karşılar,
ateş ikinci bedeni, biyoplazmayı, chi’yi karşılar, ateş özelliği taşır.
Üçüncü, su: Bunu zihin-beden karşılar. Su özelliği taşır. Zihne bak, nasıl değişim içinde olduğuna, daima akar, akar… Nehir gibi.
Dördüncü, hava, neredeyse görünmezdir. Onu göremezsin, ancak oradadır; yalnızca hissedebilirsin. Bu, sezgi-bedene denk gelir.
Ve sonra eter var; onu hissetmezsin bile – havadan daha uçucudur. Sadece inanabilirsin, onun var olduğuna inan. Arı boşluk, saadettir.
Benliğin benliksiz gibidir; varlığın varlıksız gibi.
Neden varlıksız? Çünkü tüm kaba elementlerin ötesine geçtin. Bu arınmadır. Bunun hakkında hiçbir şey söylenemez; hiçbir tanım yeterli olmaz.
İşte beş büyük element, senin içinde beş bedeni karşılıyor
. Alıntı Kaynağı bilinmiyor