GALAKSİİMİZİN KARDEŞLERİ:GÜNEŞİN VE AYIN BULUŞMASI
Güneş canlılığın simgesidir.
İnsan bedeninde Pingala enerjisi kanalı güneşi temsil etmektedir.
Ay, zihinsel güç simgesidir.
İnsan bedeninde İda enerjisi kanalı Ayı temsil etmektedir.
Ay Enerjisi ile Bağlantı tekniğinin sürekli uygulanması ile İda Nadi kanalının aktivesi düzene girer.
İda Nadi kanalının düzenli çalışması ile zihinsel konsantrasyon gücünü artırır.
Ay Enerjisi İda Nadi kanalından akmaktadır. Bu enerjinin serin, gevşetici ve yaratıcı özellikleri vardır. İda, bilinci etkileyen gevşetici, içe dönük, yumuşak ve zihinsel bir güçtür.
Güneş Enerjisi ile Bağlantı üç elementten oluşmaktadır: Form, enerji ve ritim.
On iki duruş yaşam enerjisini çoğaltarak bedenin enerjisel alanını aktifleştirmektedir. Duruşların düzenli ve ritmli ardıllıkla yapılması evrenin ritimlerini, günün yirmi dört saatini, yılın on iki Güneş fazını ve bedenin biyoritimlerini yansıtmaktadır.
Bu form ve ritmin beden/zihin kompleksine uygulanması daha dolu ve daha
Güneş Enerjisi ile Bağlantı tekniği endokrin, dolaşım, solunum ve sindirim sistemleri dahil, bedenin bütün sistemlerini canlandırmakta ve dengelemektedir.
Bu uygulama epifiz bezi ve hipotalamusu etkileyerek epifiz dejenerasyonu ve kireçlenmesini önlemektedir.
Nefes alışverişlerinin bu teknikte uygulanan fiziksel hareketlerle senkronize edilmesi bireyin derin ve ritmik solumasını garantiye almaktadır.
Bu uygulama akciğerlerden aktif bir şekilde karbondioksit attırarak, onları bol miktarda oksijenle doldurmakta ve bol oksijenli kanı da beyne yönlendirerek zihinsel berraklığı arttırmaktadır.
Bütün Tao bilimi Ay merkezini tümüyle işlevsel hale getirmek içindir. Yoga, güneş enerjisini, vücudun içine sokmaya çalışır.
Yoga bir Güneş metodudur.
Tao ve Tantra ay metotlarıdır, ama yapılan iş aynıdır.
Tüm Yoga egzersizleri, Güneş enerjisini Ay’a doğru yönlendirmek içindir ve tüm Tao ve Tantra egzersizleri Ay’ı daha manyetik hale getirmek içindir ki, Güneş tarafından yaratılan tüm enerjiyi çeksin ve onu dönüştürsün.
Bir erkek gençken Güneş’e bağlıdır. Yaşlandığında Ay’a bağlı hale gelir. Kadın gençken Ay’a bağlıdır, yaşlandığında Güneş’e bağlı hale gelir.
Her iki enerji de farklı yollardan işleyiş gösterirler.
Kim olduğunu bilmediğin sürece gerçekte onun bütünlüğü içinde hangi cinsiyet olduğunu bilmezsin.
Güneş ile Ay enerjisi arasında bir denge tutturamadığın sürece ileri gidemezsin
Yoga, insanı yedi katmana, yedi adıma, yedi merkeze ayırır: İlk mooladhara, cinsellik merkezi, Güneş merkezi ve sonuncusu, yedincisi sahasrara, Tanrı merkezi olarak adlandırılır.
Yalnızca Güneş kısmı biliniyor. Ay kısmı bile henüz bilinmiyor. Psikoloji, dişil enerji için henüz yeterince gelişmemiştir.
Freud, Adler, Jung, hemen her şeyde erkeğe odaklandılar. Kadın hâlâ
keşfedilmemiş bir bölgedir. Ay merkezi bile hâlâ bilinmiyor.
Jung birkaç pırıltı yakalamıştır. Freud tamamen Güneş odaklı kalmıştır.
Jung, çok tereddüt ederek biraz Ay’a yönelmiştir. Çünkü zihni tamamen bilimsel şekilde eğitilmiştir.
Ay’a yönelmek bilimden tamamen farklıdır. Ay’a yönelmek efsane dünyasında, şiir dünyasında, hayal gücü dünyasında ilerlemektir.
Freud, güneş odaklıdır, Jung birazcık Ay’a yönelmiştir. Freud’un öğrencisi olan Jung’a bu kadar öfke duymasının nedeni budur.
Freud psikolojisi Güneş psikolojisidir. Robert Assagioli adında bir adam var. Onun psikolojisi Güneş ve Ay’ın sentezidir, ama sadece başlangıcı. Psikolojisini “psikosentez” olarak adlandırır.
Analiz, Güneş’ten gelir, sentez Ay’dan
Ay psikolojisi senteze, Güneş psikolojisi analitik incelemeye, tartışmaya, kanıtlamaya dayalıdır. Ancak daha yüksek ruhbilimleri de vardır. “Buda ruhbilimi” güneş, artı Ay artı “ötesidir”.
Sahasrara başının tepesinin hemen altındadır. Kafandaki, görünmez bir kapıdır. Cinsel organların, mooladhara’ya açılan gizli kapılar olması, bu gizli kapılardan doğaya, hayata, görünene, maddeye inmen gibi, aynı bu şekilde başının tepesinden de çalışmayan bir organ var. Başka bir gizli kapı. Oraya enerji gittiğinde kapı açılır, oradan doğaüstüyle iletişim kurabilirsin.
Güneş ve Ay’ın buluşması, enerjini başına çıkarır. Anima ya da animus’un
buluşması da içindeki dişinin ve erkeğin buluşması da içsel bir orgazm olarak nitelendirilir.
Sol burun deliği Ay merkeziyle, sağ burun deliğin Güneş merkezinle ilintilidir.
Ay’ın iyileştirebileceği hastalıklar ve Güneş’in iyileştirebileceği hastalıklar vardır. Tam olarak bilirse insan solunum yoluyla iyileştirilebilir. Fakat modern tıp henüz bu gerçeğin farkında varmadı.
Nefes alış verişin sürekli değişir. Ruh halinin bu kadar sık değişmesinin edeni budur. Elini burnuna yaklaşır ve hisset. Solunum soldan sağa değişmiş olmalı.
Unutma, tüm beden bölünmüştür. Beyin dahi iki bedene ayrılmış. Bir beyin yok, iki beyin var.
İki yarıküre. Beyninin sol tarafı Güneş’e, sağ tarafı Ay’a aittir.
Her şeyin solu Ay’da ama beynin sol tarafı vücudunun sağ tarafıyla ilintilidir. Çapraz.
Beyninin sağ tarafı hayal gücünün, şiirin, sevginin ve sezginin merkezidir. Sol yanı ise aklın, mantığın, düşüncenin, felsefenin, bilimin merkezidir.
Sahasrara’ya arı bilinç olarak ulaşması gerek – tek, bütün, tam.
Güneş akıldır, Ay sezgi. İkisini de aştığın zaman pratibha gelir. Pratibha sezgi aracılığıyla her şeyin bilgisidir. Sezgiye neden diye soramazsın sezgide, “çünkü” yoktur. Ani bir açıklık, şimşek çakmış ve bir şey görmüşsün, sonra yok olmuş ve nasıl olduğunu bilmiyorsun ama olmuş ve bir şey görmüşsün gibi.
Tüm ilkel topluluklar sezgicidir, bütün kadınlar sezgicidir. Bütün
çocuklar sezgicidir, bütün şairler sezgicidir.
Prathiba, enerjinin, aklın ve sezginin oluşturduğu ikilemin ötesine geçtiği andır. Sezgi, aklın ötesinde, prathiba ikisinin de ötesindedir.
İçinde bir sentez yapman gerek
Yoga terminolojisinde, fiziksel kalbin tam arkasında hakiki kalp vardır, gizlidir. Eşzamanlıdırlar ama birbirlerini etkilemezler. Bu kalp yalnızca zirveye ulaşıldığı zaman bilinebilir.
İçinde tüm sesler sustuğunda, daima orada olan sesi duyarsın, yaratılışa ait olan, varoluşun kendisi olan sesi –sessizliğin, dinginliğin sesini.
Kalbe, ana hata çakra denir. Daima bir sesin çıkarıldığı yer. Hiçbir zıtlık olmaksızın sonsuz bir ses.
Hindular bu sesin aumkar –aum– olarak adlandırılmıştır.