AŞI İLLÜZYONU…
Çocuk İmmünoloji-Allerji Uzmanı Prof. Dr. Alişan Yıldıran' ın yazısı:
İMMÜNOGENETİK VE TARİHî AÇIDAN AŞI İLLÜZYONU...
Muhterem okuyucular, bu uzun, çarpıcı grafik ve kupürler ile desteklenmiş renkli! yazıda okuduklarımı ve öğrendiklerimi herkesin anlayabileceği şekilde lisanımıza aktarmak istiyorum. Çünki, diğer ülkelerde, bilhassa ABD’nde bunlar yıllardır gündemde...
Buna ilave olarak, ülkemizin durumunu ve gelecekde neler olabileceğini de takdirinize sunmaya çalışacağım. Sevgili bakanlığımıza da fikir verir inşallah.
‘İllüzyon’ Türk Dil Kurumu’na göre ‘gözbağı’ anlamında kullanılır. En azından yüzlerce doktor ve bilim adamı gibi (1) fakir de çocukluk çağı aşı uygulamasında (aşıda değil!) Rockefeller Tıbbı’nın (RT) küresel bir illüzyon husule getirdiğini ve yüz yıldan fazladır bunu sürdürdüğünü düşünmekdedir. Peki bunu nasıl başarmış ve neden yapmakdadır? İnsanlar bu zor konu hakkında neleri bilmelidir?
Konuyu elimden geldiğince basitleşdirerek ifade edip, efkâr-ı umûmîyi netleştirmeye gayret edeceğim.
Tıbbın Tarihe Tesîri
Evvelâ, tıbbın tarihin akışına tesirini ve bu bakımdan ne kadar önemli bir araç olduğunu hatırlamak îcabeder; Hazreti Peygamberin müjdelediği İstanbul’u fetheden ve tarihi değişdiren Fatih Sultan Mehmed Han’ın, Gedik Ahmed Paşa Otranto’yu fethetdikden sonra muhtemelen Roma üzerine sefere çıkacağı esnada, hekimbaşısı Yakub paşa (Maestro Iacobbo) tarafından zehirlenerek öldürüldüğü zannedilmekdedir (2). Çünki peygamberimiz daha az bilinen bir hadisinde Roma’nın da fethedileceğini bildirmişdir (3).
Böylece, insanların tıbba ve tabibe olan itimadı suiistimal edilerek, Avrupa’nın Müslüman olması en az altı yüz yıl gecikdirilmişdir. Muhterem Ahmed Şimşirgil hoca aksini düşünse de bana bu ihtimal gayet makul gelmekdedir. Ancak, kendisine padişahın hekimbaşılığı ve paşa ünvanı verilmiş bir mühtedî (Müslüman olmuş kimse) olduğu için başka bir kelime söylemek uygun düşmez çünki, dinimizde hüküm, zanlara-duygulara göre değil eldeki verilere göre verilir.
Rockefeller Tıbbının dünya ekonomisindeki yeri
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre 2016 yılında sağlık harcamaları 6.5 trilyon dolardır (4). Aynı yıl silahlanma için harcanan para ise sadece 1.69 trilyon dolar olmuşdur (5). RT’nin neden bu kadar filantropik (hayırsever-insancıl) (!) olduğunu anlatabiliyor muyum? Aşağıdaki resim ve ifade aslında bu yazının özeti gibidir.
Beş yaş altı çocuk ölümleri haritasına bakdığımızda, gelişmiş ülkelerde çocuk ölümlerinin çok az, Afrika, Hindistan, Latin Amerika ülkelerinde ise çok yüksek olduğu görülmekdedir (6). Bu ülkelerin ve diğer cephedeki gelişmiş ülkelerin kendi aralarındaki ortak noktanın gelir ve bu gelirin uygun şekilde harcanması, altyapı ve suya erişim olduğu yani çocuk ölümlerine yol açan en önemli etkenin ENFEKSİYONLAR DEĞİL içme suyu ve beslenme sorunu olduğu açıkdır.
Aşağıdaki grafikde ise beş yaş altı ölüm sebepleri arasında aşı ile önlendiği iddia edilen hastalıklarda sadece boğmaca, tetanoz ve kızamık yer almakdadır (toplam %6) ve hemen idrak edileceği gibi asıl sebeplerin fersah fersah gerisindedir (7). İshalden ölüm ise, yine temiz içme suyunun olmamasına bağlı olduğuna ve ağızdan veya damardan sıvı ile tedavi edilebildiğine göre bu gruba dahil edilemez.
Şekil 2. Aşıyla önlendiği iddia edilen hastalıklardan menenjit, kızamık, boğmaca ve tetanozun tamamının beş yaş altı ölüm oranlarında sadece %6’yı teşkil etdiği görülmekdedir.
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre aşı pazarının büyüklüğü 2000 yılındaki 6 milyar dolardan, 2014 yılında 33 milyar dolara yükselmesi (8), yaklaşık altı kat artması ikstisadî olarak açıklanabilir mi?
Yılan yağı satıcısı sahneye çıkıyor!
Kariyerine ‘yılan yağı satıcılığı’ (yılan yağı=her derde deva iksir) ile başlayan büyük büyük baba Rockefeller’in (William Avery Rockefeller, 1880’ler) daha o zaman tıbbın gücünü ve zenginleşmenin yolu olduğunu keşfetdiğini, soyunun ise bu işi ne kadar gelişdirdiğini görebilirsiniz (9, 10, 11).
William’ın faaliyetleri esnasında, bir tarafdan ilmî tecesssüs (merak) yerine zengin ve meşhur olmayı daha ön planda tutan ve bu uğurda gerekirse öz oğlunu bile denek olarak kullanarak ölümüne yol açan Dr. Jenner gibi gibi bilim adamları (burada kısa bir not; ‘adam’ kelimesi feministlerin zannetdiği gibi cinsiyet belirtmez, bilim insanları diyenleri güzel Türkçemize saldırdıkları için kınıyor ve tarihe havale ediyorum) aynı yıllarda hızla aşıların hayvanlar üzerinde denenmesi ile immünolojinin temel mefhumlarını belirlemeye başlamışlardı: 1905’de Von Pirquet daha önce hiç bilinmeyen durumlar olan ‘ALLERJİ’yi ve serum hastalığını, 1913’de ise Charles Richet yine hiç bilinmeyen bir durum olan ‘ANAFİLAKSİ’yi tarif ederek Nobel alıyorlardı.
Yeri gelmiş iken allerji ve anafilaksi gelişen her hastanın aslında aşı kurbanı olduğunu hatırlatalım, daha önce bu durumların görülmüyor olması sorumlu dış etkenin aşılar olduğunun delilidir.
Ülkemizde Rockefeller Tıbbı
Daha önce de bahsetmiş olduğum gibi, RT’nın ülkemiz tıbbına müdahalesinin ise Hacettepe Tıp Fakültesi’nin kurulması için yapdığı yüklü bağış ile başladığını zannediyorum (12).
Bu bağış ile önce Hacettepe Tıp Fakültesi’ni, sonra Hacettepe Üniversitesi’ni, daha sonra da Bilkent Üniversitesi’ni kuran Prof. Dr. İhsan Doğramacı ise, ne hikmet ise İsrail devletinin ilan edildiği yıl kurulan Dünya Sağlık Örgütü’nün ana dili gibi İbranice konuşan genç kurucu üyesi idi (13) ve 2014’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından intihal yapdığı sabit görülecekdi (14).
Böylece ülkemizdeki tıbbı da yönlendirme imkanını temin eden RT’nin isim babalığını ise bu konudaki hacimli kitabın müellifi olan Richard Brown 1979’da yapmışdır (10). RT’nın bugün, 25 nobel ödülü kazanmış Rockefeller Üniversitesi ile bilhassa moleküler ve genetikde öncü konumda olması şaşırtıcı değildir (15).
Alıntıdır..