ZİHİN KONTROLÜ, KORKUNÇ DENEYLER KURBANLARI KİMLERDİR?
Zihin kontrolü, korkunç deneyler için en çok tercih edilen kurbanların başında, kadınlar gelmektedir. Kadınları, evsizler, madde bağımlıları takip etmekte olup esasen zayıf fiziksel kuvvetleri yahut uyuşturucu ve alkol kullanımı sebebiyle zayıf muhakeme yetenekleri olan herkes kurbanlar zincirine katılmaktadır.
ZİHİN KONTROLÜ, KORKUNÇ DENEYLER İLK NEREDE VE KİMLER TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLDİ?
İddialara ve ileriye sürülen görüşlere göre: Zihin kontrolü, korkunç deneyler, ilk önce, diktatörlükle yönetilen ülkelerde bilhassa savaş dönemlerinde esir alınan askerler üzerinde tatbik edilmiştir. Bu şekilde zihinleri kontrol altına alınan düşman askerleri bir şekilde birere propaganda aracı olarak kullanılmıştır. İlerleyen zamanla, fanatik dini hareketlerde de uygulama alanı bulduğu tespit edilmiştir.
Başta Amerika hemen ardından Rusya, 1951 yılından itibaren Zihin kontrolü, korkunç deneyler uygulayan ülkeler olmuşlardır. Bu hala bir iddia olsa da, o yıllardan bu zamana kadar elde edilen veriler son derece ciddi sonuçlarıyla Zihin kontrolü, korkunç deneyler yapan ülkelerin başında, Amerika ve Rusya olduğunu göstermektedir. Zihin kontrolü, korkunç deneyler kullanılarak, insanlar, bu ülkelerin isteklerine hizmet eden adeta birer robot hatta birer zombiye dönüştürülmüştür. Genellikle gizli istihbarat örgütleri tarafından gerçekleştirilen zihin kontrolüişlemleri, beyni yıkanan insanlar, başka insanlara hatta ülkeler döndürülmüş çok tehlikeli birer silahtır artık.
ZİHİN KONTROLÜ, KORKUNÇ DENEYLER VE FAİL MEÇHUL CİNAYETLER.
Muazzam gizli ödenekler, hesabı sorulmayan bütçeler Zihin kontrolü deneylerinin sınır tanımaz bir şekilde yapılmasına zemin hazırlayan en önemli faktörlerin başında gelmektedir. İstihbarat birimleri bu sayede faili meçhul birçok olaya imza atmışlardır. Bunlardan en çok ses getireni şüphesiz Kennedy suikastıdır.
Amerika Birleşik devletleri başkanı John Kennedy derin devlet olarak adlandırılan yer altı örgütü için bir tehditti. John Kennedy, savaş karşıtıydı ve birçok soruna barışçıl yöntemlerle çözüm getirmek istiyordu.
John Kennedy bu yönü ve barışçı bir siyaset adamı olmanın bedelini, 1963’te, kendisine karşı düzenlenen bir suikastla ödediğinde yanında eşi de bulunmaktaydı. Şans eseri suikastken kurtulan eşi bu travmayı hayatı boyunca atlatamadı. Suikast, L. H. Oswald adlı bir kişinin üstüne kaldı. Oswald’ın, daha sonra yapılan araştırmalarda, zihin kontrolü olarak adlandırılan korkunç deneylere maruz kaldığı ortaya çıkarıldı. Elbette CIA bu iddiaları yalanlayarak üstüne örtmeye kalkıştı ve süreç halen bir yalanlamadan öteye gitmemekle devam ettirilmektedir. Elbette yapılan araştırmalar sebebiyle ortadan kaldırılan araştırmacılarda olayın başkaca araştırma konusudur. Suikast halen çözülememiştir. Deliller tek tek ortadan kaldırılmış ya da kaldırılmaya devam etmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder