17 Şubat 2018 Cumartesi

Yaratıcı kimsenin acı çemesini istemez.Acıyı kendimiz düşünceden maddeye çekiyoruz.Soluduğumuz hava veya içtiğimiz su acıysa bu bizden düşünce ve eylemlerimizden kaynaklanıyor.Düşünce bütün DNA'larımızı etkiliyor:korku gibi..


Acı çekmeni isteyen ve seni cezalandırmak isteyen bir Tanrı yok. Sen sevgisin, saf sevgi ve dinginlik tıpkı Tanrı gibi. Dışarda bir şey yok, dışarısı senin yansıman. Korkmak ve cezalandırılmak istiyorsan, cezalandırılıcaksın. 
Korku nedir?
“gerçek bir tehlikenin ya da bir tehlike olasılığının, düşüncesinin uyandırdığı kaygı duygusu.”

Korku hayvani bir güdüdür ve genetik olarak geçmiş yaşamlarımızdan getiririz. Hayvani safhamızda bizi fiziksel tehtitlere karşı koruyan korku tekamülümüz ile evrimleşmiş ve duygu kökenli bir güdü olan ‘ego’ adını alarak bizimle bugünlere gelmiştir. Ego bir koruma mekanizmasıdır. Korku, ego yoluyla bizleri dış tehlikelere karşı korumak için var. Hayvani safhada da insani safhada da korku/egonun ana tepkisi hep aynı olmuştur; “savaş yada kaç.” Hayvani formda kendini gerçekleştiren korku ruhi melekeler az olduğu için “savaş yada kaç” olarak tezahür ederken, ruhi melekelerin gelişmiş olduğu insani formda ‘kaç’ olarak tezahür etmiştir. Fakat insan ‘savaş’ tepkisini yine ruhi melekeler ile harmanlayarak bu güdüyü kitlelere mal etmiştir. Hangi şekilde tezahür ederse etsin kök aynıdır. 
Modern ve sıkı güvenlikli hayata geçen insan organizması kaçmış olduğu fiziksel tehtitlerden arındığında, güdüsel olarak kendine soyut bir korku alanı yaratmayı seçmiştir. Ve nihayetinde bugün ki korkuyor olduğumuz tüm soyut gerçeklik ve endişeli/kendini sınırlayan insan prototipi ortaya çıkmıştır. Bu inşaa edilmiş soyut korku imparatorluğunu oluşturan ana unsurlar nelerdir?

* Cezalandırıcı Yaratıcı fikri.
* Estetik olmayan şekilde tasvir edilmiş kötü diğer boyut varlıkları. 
* Cennet-Cehennem/ödül-ceza sistemi
* Dinlerin yanlış yorumlanması
* Kasti olarak toplumlara uygulanan manipülasyonlar
* Rivayet kültürü
* Popüler kültür. 

Şuan korkuyor olduğumuz herşey ama herşey bu yedi ana madde ve bu maddelerin alt başlıklarından ibarettir. Şu nuansa dikkat ederseniz ki bu maddelere baktığımızda bu unsurların insan aklının bir ürünü ve insanlar tarafından içleri doldurulmuş birer uydurmadan başka bir şey olmadığını farkedebilirsiniz. İnsanlar korkmak istiyor çünkü ‘savaş’ güdüsü onları buna itiyor ve kendine sunî tehtitler yaratıp, sunî bir yapay savaş yaratıyor. İnsanın yarattığı bu korku simülasyonunu bazı insanlar farketti ve bunları artık popüler kültüre, dine, milli kültüre enjekte ederek sana tekrar ve tekrar servis etmeye devam ettiler. Çünkü gerçek olmayan herşeyi bir miladı vardır ve negatif olan kendi kendini yoketmeye mahkumdur. İşte bu yüzden korkmanı istiyorlar, potansiyeline doğmanı istemiyorlar, özgürleşmeni istemiyorlar, kendi aklın ile kendini zehirle istiyorlar. Bunu size bir örnekle açıklamak istersem bu şu olurdu; metafizik varlığı reddeden birini gece onu cinlerin boğacağına inandırabilir misiniz? -Hayır. Karabasan veya cin musallatı dediğimiz vakaları neden metafizik varlığı kabul eden kişiler yaşayabiliyorken, reddeden bir kişi yaşayamıyor? Çünkü reddeden kişinin yaşadığı o simülasyonu besleyecek verisi yok ve o gerçekliği oluşturamıyor. Oysaki bir dine mensup bir insanın bu simülasyonu besleyecek ve oluşturacak verileri var ve kendine bu korku dolu anları yaşatabiliyor. Bu evrende korkmanızı gerektiricek hiç bir şey yok, kendiniz dışında.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder