5 Aralık 2018 Çarşamba

Genetik değişim

HAYATA YÖN VEREN ADAPTASYON:

İnsan evrimi ve adaptasyonu farklı bölgelerde, farklı şekillerde mutasyona uğrayabiliyor. Bunun en ilginç örneklerinden bir tanesi de geçimini balıkçılıkla sağlayan ve sürekli dalış yapmak zorunda kalan Bajaular.
Serbest dalış rekoru, 79 metre derine inme ve 3 dk boyunca nefes tutma ile Güneydoğu Asya’dan Bajau Laut’a ait. Bajaular, bu kadar derinlere dalmıyor veya balıkçılık için bu kadar süreyi orada geçirmiyor, o zaten suyun altında yaşıyor. Çalışma saatlerinde zamanının %60’ını suyun altında geçiriyor.

Nisan ayında Cell dergisinde yayınlanan bir araştırma gösteriyor ki, bazı fiziksel ve genetik adaptasyonlar bu kadar harika dalışlar yapmasına yardım ediyor. Kendimizi doğal yaşamın en tepesinde sanıyor olsak da, evrim bazı insanlar için hala devam ediyor. Onları alışılmadık yaşam şartlarına ve çevrelerine göre değiştiriyor.
0.yy boyunca, Bajaular yaşamlarını devam ettirebilmek için sahile yerleştiler ve geleneksel meslekleri olan balıkçılığı yaptılar. O zamanlar dalış için uygun olan tek şeyleri ahşaptan yapılma gözlükleri ve bazı basit ağırlıklarıydı. Başarıları ise ne kadar derine daldıkları ve ne kadar süre orada kaldıklarıyla bağlantılıydı.

Uluslararası bir araştırma ekibi Bajaular ile çalıştı ve dalağının, komşu köyde yaşayan ve balıkçılık yerine daha çok tarımla uğraşanlara göre daha büyük olduğunu gözlemledi. Araştırmalar ayrıca aynı özelliğin Bajauların dalış yapmayan aile üyelerinde de olduğunu fark etti. Yanii bu kişisel bir özellik değil atalardan geçen genetik bir mirastı.

Dalağın boyutu ise önemli, çünkü dalak kırmızı kan hücrelerini depoluyor. Dalış sırasında kasılarak bu ekstra kırmızı kan hücrelerini oksijen seviyesini artırmak için dolaşımdaki kana pompalıyor. Bu özellik dalış yapan diğer memeli canlılarda da bulunuyor.

Dİğer Örnekler

Bu bazı insanlar üzerinde devam eden evrimsel sürecin ilk örneği değil. Örneğin, Tibet yerlileri kırmızı kan hücreleri mutasyona uğramıştır ve yerel Çinliler gibi değildir. Yüksek yerlerdeki oksijen azlığından dolayı Tibetliler daha fazla kırmızı kan hücresi üretmektedir.

Diğer örnek ise Grönland’da yaşan Inuit topluluğudur. Adaptasyonları sayesinde yüksek miktarda yağ tüketmelerine rağmen kalp krizi riskiyle rahatça başa çıkabilmektedirler.

Bajaular ile çalışan araştırmacılar, bu adaptasyonları daha iyi anlayabilmeleri halinde, oksijen yetmezliği gibi durumlarda tedavi olarak kullanılabileceğini tahmin ediyorlar.
Kör balıklar .
İsveç’teki Lund Üniversitesi’nden bir araştırma ekibine göre, mağaralarda yiyecek bir şeyler bulmak son derece zor olduğu için bu hayvanlar enerjilerini tasarruflu kullanmak durumunda kaldı. Ve gözlerden vazgeçmek oldukça büyük bir tasarruf. 
Gözler Enerji İster

Araştırmayı yürüten Damian Moran, görme duyusunun “aşırı enerji tüketen ışığa duyarlı hücreler ve sinirler” sebebiyle maliyetli olduğunu söylüyor. Bundan dolayı karanlıkta güneşten faydalanmadıkları için gözlerini kaybediyorlar.

“Evrim genellikle eşzamanlı meydana gelen süreçlerin bir karışımıdır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder