...ALINTIDIR...
AH BİR ATAŞ VER
1953 yılında batan Dumlupınar Denizaltısı'nda şehit olan Bafralı Deniz Assubayı Kemal Acun`un yürek yakan hikayesi...
1953 yılında, 3 Nisan'ı 4 Nisan'a bağlayan gece su üstünden seyreden Dumlupınar denizaltısı saat 02.10 sularında Çanakkale Boğazı Nara Burnu açıklarında Naboland adlı bir İsveç bandıralı yük gemisiyle den izcilik tarihine acı dolu bir sayfa daha ekleyecekti.
Naboland, baş torpido dairesinin sancak tarafından Dumlupınar'a çarpmıştı. Çarpışmanın şiddetiyle Dumlupınar'ın güvertesinde bulunan 8 asker denize düşmüş. Denize düşen 8 askerden ikisi pervaneye takılarak, biride boğularak şehit olmuştu...
Olay yerine ilk olarak Gümrük Motoru yetişmiş. Sağ kalan 5 asker Gümrük Motoru tarafından Çanakkale'ye götürülerek hastaneye yatırılmıştı.
Denizaltı öylesine hızlı batmıştı ki geminin içindeki 81 askerden yalnızca 22'si kıç torpido dairesine sığınabilmişti.
Burada mahsur kalan 22 asker battı şamandırasını, su yüzüne fırlatarak kurtuluş için elinden gelen tek şeyi yapmıştı . Güneşin doğmasıyla birlikte civarda dolaşan balıkçı tekneleri tarafından şamandıra görülecek.ve yetkililere hemen durumun iletilmesiyle Gümrük Motoru derhal şamandıranın yanına gelecekti.
Gümrük Motorunun ikinci çarkçısı Selim Yoludüz, şamandıradaki ahizeyi kaldırarak "Alo" diyerek denizin dibinde kurtarılmayı bekleyen denizcilere seslenmiş ve istediği cevap gelmişti,
Denizaltıdan cevap veren Assubay Selami Özben; elektriğin kesik olduğunu, geminin sancak tarafına 15 derece yatık olduğunu, kıç torpido dairesinde 22 asker olduğunu bildirecekti.
Gümrük motorunun çarkçısı Selim Yoludüz, Kurtaran gemisinin çok yakında geleceğini söylerek denizcilere moral vermiş, dediği gibide
Saat 11.00 sularında Kurtaran olay yerine gelmişti,çalışmalar. 72 saat boyunca durmaksızın sürmüş. Fakat boğazdaki şiddetli akıntı nedeniyle tüm çabalar sonuçsuz kalmıştı. Denizaltı yaklaşık 90 metre deniz tabanına oturmuş denizcilerde bunu basıncı gösteren saate bakarak görmüşlerdi.
Tüm denizciler bilirdi ki bu derinlikten canlı kurtulmak asla mümkün olamazdı. geri dönülmez bir yola girilmiş,denizaltıdaki denizciler için yapacak bir şey kalmamıştı,
22 denizcinin içinde bulunan Bafralı hemşerimiz ve en yakın komşularımız Acun ailesi için zor saatler başlamıştı, o ana kadar oksijenleri bitmesin diye fazla konuşmamaları ve sigara içmemeleri istenen denizcilerin kurtarılma ümidi kalmadığından kurtarma gemisinin üzgün komutanının ağzından şu sözler dökülecekti, artık sigarada içebilirsiniz türküde söyleyebilirsiniz. .
1929 Bafra doğumlu Deniz Assubayı Kemal Acun, Dumlupınar Denizaltısında arkadaşlarıyla birlikte şehit olacak,bu olay bizim çocukluğumuzda bile gündemden hiç düşmeyecekti,
Bundan sonrasını, Şehit Assubay Kemal Acun`un kuzeninin torunu Alper Palabıyık`tan dinliyoruz. Dedesinin kuzeni Kemal Acun`a hep dedem diyen Alper kardeşimizden aile büyüklerinin anlattıkları,
Dedemin şehit olduğu denizaltıyla yapılan konuşmalar canlı bağlantıyla ulusal radyodan verilmiş
denizaltıda sadece isimleri tespit edilemeyen 22 denizcinin bulunduğu açıklanmış. Denizcilerin fazla konuşması zaten az miktardaki oksijenin tüketimini artıracağından mümkün olduğunca az konuşmaları istenmiş
Bu yüzden kimlerin hayatta kaldığı bilinememiş
Bafra`nın büyük bir bölümü evimizin önüne kurulan radyodan haberleri takip etmişler.
Radyo dinleyen ailem ve Bafralılar, seslerden dedemin sesini tanıyıp, buruk bir sevinç yaşamışlar.
Batıkla konuşma bağlantısı kopunca tüm Bafra`yı bir ölüm sessizliği kaplamış...
Sigara nefeslerinden ve çakmak seslerinden başka bir ses duyulmamış...belkide dedem çok sevdiği bafra sigarasını son kez yakarak ölüme giden yolda kendi hayatını bir film gibi izledi ve kendini sonsuzluğa uğurladı,
Dedem ve diğer denizci arkadaşlarından umut kesildikten Sonraki gün gıyabi cenaze töreni düzenlenmiş. ve tüm ülke yasa boğulmuş.
Aile büyüklerimin bana anlattığı rivayete göre denizaltıyla bağlantı tamamen koptuktan ve kurtarılmaları yönünde bir umut kalmadıktan sonra 22 kahraman denizci tekbir getirip vatan sağolsun dedikten sonra birbirlerini vurmuşlar.
Bafra`da doğup büyüyen Assubay Kemal Acun biri kız üç kardeşin en büyüğüydü.
Denizciliği çok seviyordu..
Assubay Kemal Acun, ülkesine çok sevdiği denize ve yuvasını kuracağı biricik aşkına doyamadan şehit olmuştu...
Sevdiği kız acı olaydan sonra İstanbul`a yerleşecek ve anılarıyla yaşayacaktı.
Onlar şahadet şerbetini içerken radyolardan onların adına yakılan bir türkü ülkenin tüm insanlarının yüreklerini dağlıyordu.
AH BİR ATAŞ VER
Ah bir ataş ver cigaramı yakayım
Sen sallan gel ben boyuna bakayım
Uzun olur gemilerin direği
Ah çatal olur efelerin yüreği
Ah vur ataşı gavur sinem ko yansın
Arkadaşlar uykulardan uyansın...
Tüm şehitlerimizin Mekanları Cennet olsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder