5 Kasım 2018 Pazartesi
Goethe..
Her eylemde bir ders vardır..
Zihinsel gücü geliştirmek..
4 Kasım 2018 Pazar
Tanrının varlığına ermek.
Nefs (benlik)-disiplininin uygulanabileceği dört ana yol vardır. Biri fiziksel yoldur, aynı pozisyonda kalma, belli bir süre aynı şekilde oturma uygulamasıdır… mistikler yıllar ve yıllar boyunca çeşitli duruşları çalıştılar; ve belli nefes egzersizleri yaparken oturma şekillerini keşfettiler…Bu duruşlar insanın yön bilgisini öğrenmesini kolaylaştırır…Yeme ve içmeyle bağlantılı olan başka bir benlik-disiplini de vardır; kişi belli şeylerden kaçınır…ve bunlarsız, özellikle onsuz yaşayamayacağını düşündüğü şeyler olmadan yaşayabilme uygulaması yapar. Bu bazı üstadların meyve ve sebze diyetiyle yaşamalarının, psikolojik ve fiziksel nedenleri dışındaki nedenlerden biridir… Oruç tutma bedenin yoğunluğunu azaltmanın yollarından da biridir…Fakat aslını ararsanız, oruç tutmayı salık verecek son insan benim. Ben hemen hiç oruç tutmam; ben sadece eğer kendilerini oruç tutacaklarsa öğrencilerime bazı öğütler veririm.
Günümüzde HathaYoga duruşları ve nefes egzersizleri Batıda oldukça iyi biliniyor. Yarım yüzyıl önce “Doğudaki ustalarınız neden akrobatik hareketler yapıyorlar?” gibi sorulara yanıt vermek zorunda kalıyordu ve bunun bir eğlence değil, fakat bedenin duyarlılığını arttırmanın bir yolu olduğunu açıklıyordu. Bugün pek çok Batılı sağlık için yoga yapıyor ve elbette bu bir anlam da ifade ediyor, fakat esas amaç bedeni ruhsal erişim için sağlam bir alet haline getirmektir.
Sınırlı egoyu terk etmenin ve dar dünyevi bir bilinci kırıp çıkmanın pek çok yöntemi vardır. Nefs-disiplini, konsantrasyon için yeterince güçlenmenin bir vasıtasıdır. Başka bir yol Tanrı’nın 99 isminin konsantre olarak meditasyonda tekrarlamadır. Bu egzersizlerden bazıları belli nitelikler geliştirmek için kullanılır; fakat esas hedef ego-farkındalığını yenmektir.
Kendimi unutmama izin ver, Rabbim, ki Senin Varlığının bilincine varabileyim.
Bilinç ve biz..
Bizler hepimiz bilincinde olduklarımızızdır. Hapisteki biri hapisin bilincindedir…Sadece bilincinde olduklarımıza sahibizdir. Bu nedenle büyüklüğümüz ya da küçüklüğümüz bilincimize bağlıdır. Aydınlanmış bir insan bile olmak sadece bilincin bir farkındalığıdır.
Ruhsal erişim ruhu canlandırır ve bilinçlendirir. Bir insan ruhunun varoluş boyutunu değil de sadece maddi varlığının bilincindeyse ahmaktır; ruhtan çok uzaklaşmıştır.
İnsan içinde yanlış bir düşünce geliştirir ve bu yanlış düşünce kendisi diye adlandırdığı bir şeyle özdeşleşir. “Ben bir profesörüm, bir avukatım, bir doktorum” ya da “ben bir kralım, bir lordum v.s” der. Fakat ne iddia ederse etsin, o değildir. İddiası mütevazi veya azametli olabilir, fakat gerçekte o değildir.
Ruhsal bilgi bir şey öğrenmekte değil, bir şeyi keşfetmekte yatar; sahte bilincin prangalarını kırmakta ve ruhun kendisini ışık ve güçle açmasında yatar…ruhsal demek ruh-bilinci demektir. Kişi bedeninin bilincinde (sadece bilincinde) olduğu zaman ruhsal olamaz. Bu krallığını bilmeyen bir krala benzer… Bu pek çok sembolik hikayede anlatılır.
Yüreğimi genişlet, Rabbim, gökyüzü kadar, öyle ki tüm evren ruhumda yansısın.