4 Kasım 2018 Pazar

Bilinç ve biz..

Bizler hepimiz bilincinde olduklarımızızdır. Hapisteki biri hapisin bilincindedir…Sadece bilincinde olduklarımıza sahibizdir. Bu nedenle büyüklüğümüz ya da küçüklüğümüz bilincimize bağlıdır. Aydınlanmış bir insan bile olmak sadece bilincin bir farkındalığıdır.

Ruhsal erişim ruhu canlandırır ve bilinçlendirir. Bir insan ruhunun varoluş boyutunu değil de sadece maddi varlığının bilincindeyse ahmaktır; ruhtan çok uzaklaşmıştır.

İnsan içinde yanlış bir düşünce geliştirir ve bu yanlış düşünce kendisi diye adlandırdığı bir şeyle özdeşleşir. “Ben bir profesörüm, bir avukatım, bir doktorum” ya da “ben bir kralım, bir lordum v.s” der. Fakat ne iddia ederse etsin, o değildir. İddiası mütevazi veya azametli olabilir, fakat gerçekte o değildir.

Ruhsal bilgi bir şey öğrenmekte değil, bir şeyi keşfetmekte yatar; sahte bilincin prangalarını kırmakta ve ruhun kendisini ışık ve güçle açmasında yatar…ruhsal demek ruh-bilinci demektir. Kişi bedeninin bilincinde (sadece bilincinde) olduğu zaman ruhsal olamaz. Bu krallığını bilmeyen bir krala benzer… Bu pek çok sembolik hikayede anlatılır.

Yüreğimi genişlet, Rabbim, gökyüzü kadar, öyle ki tüm evren ruhumda yansısın.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder