Tanrı ona dedi ki: “Ben dilim, sen vücutsun. Ben senin hislerin, memnuniyet ve gazabınım,
Yürü! Benimle duyan, benimle gören sensin. Sır sahibi olmak da ne demek? Bizzat sır sensin.
Sen mademki hayret âleminde “Lillâh” sırrına mazhar oldun, ben de senin olurum. Çünkü “Kim, Tanrı’nın olursa Tanrı onun olur.”
Sana bazen sensin derim, bazen de benim derim. Ne dersem diyeyim, ben aydın ve parlak bir güneşim.
Her nerede bir çırağlıktan parlasan orada bütün âlemin müşkülleri hallolur.
Güneşin bile gideremediği, aydınlatamadığı karanlık, bizim nefsimizden kuşluk çağı gibi aydınlanır.
Âdem evlâdına esmasını bizzat gösterdi. (Âdem’i, isimlerine mazhar etti); diğer mevcudata esma, Âdem’den açıldı.
Nurunu, istersen Âdem’den al, istersen ondan…şarabı, dilersen küpten al, dilersen testiden!
Çünkü bu testi, küple adamakıllı birleşmiştir; o iyi bahtlı testi, senin gibi zâhiri zevklerle şad değil, hakiki neşeyle neşelenmiştir.
Hazreti Pir Mevlana (Mesnevi - C.I, 1937-45)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder