____Zehirli Düşünceleri Nasıl Şifalandırmalı / Sandra Ingerman____
"Adına ruh dediğimiz – benim “derimizin altında kim olduğumuz”
olarak adlandırdığım – görünmeyen bir boyutumuz var.
Kendimizin bu parçasını göremiyoruz
ama bedenimiz ve zihnimizle birlikte tüm varlığımızı oluşturuyor.
Fiziksel dünyada diğerleriyle etkileşime girdiğimizde
görünmeyen bir enerji alışverişi de meydana gelmekte.
Diğerlerinin davranışlarını anlatmak için kullandığımız bazı deyişler şöyle:
Dayak yemiş gibi hissettim.
Düştüğünde tekme yedi.
Beni sırtımdan hançerledi.
Gözlerinden alevler fışkırıyordu.
Sözleri kurşun gibiydi.
Şiddet enerjisi
görünmeyen, psişik düzeyde hareket eder
ama hem fiziksel hem de duygusal sağlığımızı etkiler.
Enerji hissedilebilir bir şeydir.
Öfke veya korkuyla dolu bir çevrede yaşar
veya çalışırken kendimizi hiçbir düzeyde iyi hissedemeyiz.
Tüm yerli kültürleri enerjiyi, mesela öfkeyi göndermek ile ifade etmek arasındaki farkı anlar.
Biri öfkesini ifade ettiğinde,
öfke hissinin varlığını kabul ediyordur
ama bu öfke karşıdakine zarar verebilecek güce veya harekete sahip değildir.
Yalnızca görünür düzeyde olanların varlığını kabul ettiğimiz
kendi kültürümüzde ise,
bu diğer farkındalık düzeyinin varlığını inkar ediyor
ve verdiğimiz zararın farkında olmadan,
düşüncelerimizi bilinçsizce “zehirli oklar” halinde gönderiyoruz.
“Düşünceleri göndermek”
deyimini kullanıyoruz
ama nasıl düşünceler gönderiyoruz?
Diğerlerine gönderdiğimiz düşünceler
sevgi, şefkat, bağışlama ve sevecenlikle mi dolu?
Yoksa nefret, öfke ve korkuyla mı?
Duygulara sahip olmanın
ve duyguları ifade etmenin
insan olmanın bir parçası olduğunu anlamak önemli.
Yapılan araştırmalardan biliyoruz ki
ifade edilmeyen duygular
hastalıklara neden olabilir.
İnsanlar olarak,
sevgi ve sevinçten korku veya öfkeye kadar çeşitli duygulara sahip olmak
ve bunları ifade etmek hakkımız.
Duygularımızı ifade etmek kendimizi canlı hissettirir.
Aynı zamanda,
ne tip durumlar ve etkileşimlerin
bizi tetiklediğine bakmamız da önemli.
Tepkiyi durdurmalı
ve duygularımız ve düşüncelerimizi ifade ederken
aynı zamanda onları gezegen için şifalandırıcı olan
pozitif enerjiye dönüştürmeyi öğrenmeliyiz.
Spiritüel öğretiler hep
dış dünyanın
kendi içsel bilinç durumumuzun bir yansımasını olduğunu öğretegelmiştir.
Çevre kirliliğine ve dünyanın bugünkü durumuna baktığımızda
kendi iç dünyamızın durumunu görüyoruz.
Eğer dünyayı değiştirmek istiyorsak
kendimizi değiştirmeye odaklanmamız gerekiyor.
Gönderdiğimiz düşünceler konusunda
daha bilinçli olmak da buna dahil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder