4 Ekim 2018 Perşembe

Doğanın Kutsal fahişesi..


Her kültür kendine göre bir bakış açısı ve felsefesini geliştirmiştir..

"Erkek olan kadınlar, kadın olan erkekler, önünden geçer sana selam ederiz.
Kadın fahişeler, erkek fahişeler, önünden geçer sana selam ederiz."
Sümerli yazarlar tanrıçaya sadece fahişe demediler; İnanna onlara göre "toplumun süsü"ydü; "Sümer'in neşesi"ydi; "sevgi kaynağı"ydı. O güzeldi... çekiciydi... şuhtu... şefkatliydi... en seçkin kadınlık özellikleri onda bulunurdu... Ama İnanna'nın bunlardan başka sembolize ettiği bir kavram daha vardı... o bereketi yönetmekteydi. Aynı Çatalhöyük'ün -henüz yazı bulunmadığı için adı çözülememiş- ana tanrıçası gibi.

Doğayı yenileyen, insanlara çoğalma gücü veren, doğal/doğanın kendisi bir tanrıça... Bu tanrıçanın tapımında seks ön planda olmayacaktı da kiminkinde olacaktı? Bu tanrıçanın tapınaklarında serbest seks yapılmayacaktı da kiminkinde yapılacaktı? 

Cinsellik o denli kutsal bir eylemdi ki, fahişelik de büyük verici bir göreve dönüşmüştü. Zamanın en saygın ailelerinin kız ve kadınları ona adanmış tapınaklarda bedenlerini birer enerji'ye dönüştürmek için yarışırlardı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder