Sanskritçe Arhat ( Çince Luohan) ; öfke, kin gütme, bilgisizlik ve benzeri negatif titreşimli duygulardan arınmış ve kusursuzluğa ulaşmış,nedensellik çemberinin zincirlerini aşarak tekamülün son basamağına gelen, tekamül zincirlerini / karma zincirini kırmış kişiyi Budizm’de tanımlayan bu kelime ,
zannımca Tasavvuftaki tekamülünü tamamlamış, nefsaniyetinden arınmış insani kamile karşılık gelmekte...
Her canlının yaptıklarından kendisinin sorumlu olduğu
Theravada Budizm'inde
Arhat,
diğer insanlara yol göstermekten çok
Nirvana’ya bir an önce ulaşmak isteyen kişi olarak geçiyor.
Fakat Mahayana Budizm’inde
bu rolü üstlenen
Bodhisattva,
diğer insanları aydınlığa ulaştırmak için
kendisi Nirvana’ya ulaşma hedefini ertelemekte...
Her varlığın diğeri üzerinde bir sorumluluğu olduğu
ve diğeri üzerinde bir etki yarattığı inancı ile
Mahayanacılar
Theravada Budizm'indeki
bu arhat idealini
bencil bir amaç saydıklarından
bodhisattva idealini benimsemişler.
Bodhisattva
aydınlanmaya erişmiş,
ancak Buda olmayı erteleyerek
dünya üzerindeki tüm duyarlı canlılar Budalığa erişmedikçe
doğum ölüm döngüsünden (samsara) ayrılmayı reddeden,
yardıma ihtiyacı olanın yardımına koşan kişi olarak ifade ediliyor.
Dolayısıyla bodhissatva’nın
en önemli erdemi
her varlığın bütünün birer parçaları olduğu
inanışına bağlı olarak
Şefkat (karuna),
kilit kavram olarak
Theravada’nın bilgelik erdeminden daha üstün sayılıyor.
Mahayana’da aydınlanmak için
on Bodhisattva adımını geçmek gerekmektedir.
Her adım ruhun yavaş yavaş yükseldiğini göstermektedir.
Bu ruhani yetenek sayesinde her adım geçilir
ve sonunda aydınlığa ulaşılır.
Birbirine bağlılığı
veya karşılıklı bağımlılığı simgeleyen
Zincirler
adeta
kişinin aydınlanmasının
ancak diğerleri ile birlikte olabileceğini
anlatır gibidir
herşeyin birbirine bağlı olduğu
göremediğimiz
ama hissettiğimiz
o -atomaltı-
zincirler gibi...
Ya da birbirine bağlı olan
kademeli şuur halleri gibi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder