30 Eylül 2017 Cumartesi

Var aslında yok..

Sanskritçe Arhat ( Çince Luohan) ; öfke, kin gütme, bilgisizlik ve benzeri negatif titreşimli duygulardan arınmış ve kusursuzluğa ulaşmış,nedensellik çemberinin zincirlerini aşarak tekamülün son basamağına gelen, tekamül zincirlerini / karma zincirini kırmış kişiyi Budizm’de tanımlayan bu kelime ,
zannımca Tasavvuftaki tekamülünü tamamlamış, nefsaniyetinden arınmış insani kamile karşılık gelmekte...

Her canlının yaptıklarından kendisinin sorumlu olduğu
Theravada Budizm'inde 
Arhat, 
diğer insanlara yol göstermekten çok 
Nirvana’ya bir an önce ulaşmak isteyen kişi olarak geçiyor.

Fakat Mahayana Budizm’inde 
bu rolü üstlenen 

Bodhisattva, 

diğer insanları aydınlığa ulaştırmak için 

kendisi Nirvana’ya ulaşma hedefini ertelemekte...

Her varlığın diğeri üzerinde bir sorumluluğu olduğu
ve diğeri üzerinde bir etki yarattığı inancı ile  
Mahayanacılar 

Theravada Budizm'indeki 
bu arhat idealini 
bencil bir amaç saydıklarından
bodhisattva idealini benimsemişler.

Bodhisattva 
aydınlanmaya erişmiş, 
ancak Buda olmayı erteleyerek 
dünya üzerindeki tüm duyarlı canlılar Budalığa erişmedikçe 
doğum ölüm döngüsünden (samsara) ayrılmayı reddeden, 
yardıma ihtiyacı olanın yardımına koşan kişi olarak ifade ediliyor.

Dolayısıyla bodhissatva’nın 
en önemli erdemi 

her varlığın bütünün birer parçaları olduğu 
inanışına bağlı olarak

Şefkat (karuna), 

kilit kavram olarak
Theravada’nın bilgelik erdeminden daha üstün sayılıyor.

Mahayana’da aydınlanmak için 
on Bodhisattva adımını geçmek gerekmektedir. 

Her adım ruhun yavaş yavaş yükseldiğini göstermektedir. 

Bu ruhani yetenek sayesinde her adım geçilir 
ve sonunda aydınlığa ulaşılır. 

Birbirine bağlılığı 
veya karşılıklı bağımlılığı simgeleyen 
Zincirler

adeta 
kişinin aydınlanmasının 
ancak diğerleri ile birlikte olabileceğini 
anlatır gibidir

herşeyin birbirine bağlı olduğu 
göremediğimiz 
ama hissettiğimiz 
o -atomaltı-
zincirler gibi...

Ya da birbirine bağlı olan 
kademeli şuur halleri gibi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder