"Bir"in belleği (morfik alanlar)
Alışkanlıklar,zaman içinde hareket eder.....
(Etki ;zamanda hareket eder)
Alışkanlıklar,zaman içinde hareket eder.....
(Etki ;zamanda hareket eder)
Sheldrake’in görüşüne göre, bir formun varlığı o formun başka bir yerde de ortaya çıkması için yeterliydi.
Sheldrake 1973’te buna “morfonegenik alan” adını verdi ve bu görüşe göre doğa bir yasalar bütünü değil, alışkanlıklar bütünü olabilirdi.
Herşey, bir kolektif hafızaya sahiptir.
Örneğin şu an New York’taki bir sincapı ele alalım.
Bu sincap kendinden önce yaşamış bütün sincaplardan etkilenmektedir.
"Bu etkinin zamanda hareket edişi " ve sincap hafızasının hem formunun, hem de içgüdülerinin iletilişi, morfik rezonans sayesinde gerçekleşiyor.
Bu, doğada varolan bir kollektif hafıza teorisidir.
Hafızanın ifade edildiği vasıtaya “morfik alanlar” adı verilir, bunlar her organizmanın içinde ve dışında bulunurlar.
Hafızayla ilgili fonksiyonlar “morfik rezonansa” bağlıdır.
Temel olarak, morfik alanlar alışkanlık alanlarıdır ve düşünce, eylem ve konuşma alışkanlıkları vasıtasıyla kurulmuşlardır. Kültürümüzün çoğu alışkanlıklara bağlıdır, yani, kişisel hayatımızın çoğu ve kültürel hayatımızın da büyük bölümü alışkanlıklara bağlıdır.
Morfik rezonans düşüncesinin tamamı tekamülle ilgilidir ama morfik rezonansın bize sunduğu yalnızca tekrarlamalardır. Morfik rezonans bize yaratıcılığı sunmaz.
Dolayısıyla tekamül, yaratıcılığın ve tekrarlamaların bir karşılıklı etkileşimidir.
Yaratıcılık bize yeni formlar, yeni modeller, yeni fikirler ve yeni sanat formları sunar, ama bizler yaratıcılığın nereden geldiğini bilmemekteyiz.Robert Gilman İle Morfogenetik Alanlar Üzerine
Morfogenetik alanlar temel olarak formlara hayat veren, fiziksel olmayan tasarımlardır.
Morfogenetik alanlar enerji değil, yalnızca bilgi taşırlar ve oluştuktan sonra hiçbir yoğunluk kaybına uğramadan zamanda ve mekanda varolurlar.
Morfogenetik alanlar fiziksel formların modelleri (kristal gibi maddeler ile biyolojik sistemler de dahil olmak üzere) tarafından yaratılırlar.
Bunlar daha sonra ortaya çıkacak olan benzer sistemlerin oluşmasını yönlendirirler. Sonuç olarak, yeni oluşan bir sistem, içinde taşıdığı tohumla, önceden oluşmuş bir diğer sistemin sahip olduğu ve kendisininkine benzer bir tohumla rezonansa girerek önceden oluşmuş bir diğer sisteme “uyumlanır”.
.
Bir canlının temel programlarından birisi
“varlığını korumak”, diğeri
“türünün devamını sağlamak, yani
varlığını geleceğe taşımaktır”.
Kısaca, yaptığımız hemen hemen her davranışımız, her hissedişimiz, yeteneklerimiz, bilgilerimiz ve olaylarımız geçmişte yaşandıkları için bizler tarafından da yaşanmaktadırlar. türümüzün ortak hafıza alanı sayesinde, yaşamın kaotik düzeniyle içgüdüsel olarak baş edebiliyoruz.
Her şeyimizi organize edebiliyor ve geçmişin ortak mirasıyla hareket ediyoruz.
yaşadığımız morfogenetik alana ait olan bu şablonların, çoğunlukla farkında bile olmayışımızdır. Özgür irademizle bir şeyleri yaşadığımızı sanıyoruz.
.
İnsan, geçmişte yaşadıklarını geleceğe aktararak zamanda akan bir varlıktır.
Hafızamız; bedenimizin tümüne, “tüm hücrelere” yüklenmiş şekilde bizimle birlikte geleceğe akar.
Ama her değişen hücrelerin yerine gelen yeni hücreler, diğer hücrelerin yüklendiği enerjiyi, bir bakıma yaşanmışlıkları yüklenerek -şimdide yaşanacaklarla birlikte- geleceğe akıyor…
hafızamız bu iyi, bu kötü diye seçim yapmadan sadece yoğun hissedilen, eksik olan, öğrenilen her şeyi içine çekip saklıyorsa; aynı şekilde Morfo-genetik-alan da iyi-kötü ayrımı yapmadan insanlığın yoğun olarak hissettiği, yoğun işlediği, öğrendiği, kabiliyet kazandığı her türlü durumu, anı da depoluyor.
Yani, bizler “atalarımızın yaşadığı geçmişin” sadece negatif durumlarını miras almıyoruz; onların bilgeliğini, yeteneklerini, üstlerine çektikleri olumlu enerjileri de miras olarak alıyoruz.
yaşam, yaşanmışlıkların yüküyle devam ediyor.
Geçmişte yaşanılan korkular, nasıl ki gelecekte kendisini gerçekleştirirse; aynı şekilde insanlığın ortak yaşadığı korkular değiştirilip dönüştürülmediğinde gelecekte kendisini gerçekleştirir…
İşte bu nedenle; “Tarih, daima tekerrür eder.”…
Linkler yorum bölümün de
.
Fiziksel gerçeklik (madde ) geometrik biç'im'lerden oluşur.
Parçacık Bilimci Garrett Lisi .
B+İÇ+İM; Bütün imgelerin içi -geometriktir.
.
Morpho=form,şekil,biçim,düzen,benzer,dönüş,format,model,yüzGenetik=kalıtsal,doğum,üretim,kuşak,olmak,başlangıç,soya ait.
Sheldrake 1973’te buna “morfonegenik alan” adını verdi ve bu görüşe göre doğa bir yasalar bütünü değil, alışkanlıklar bütünü olabilirdi.
Herşey, bir kolektif hafızaya sahiptir.
Örneğin şu an New York’taki bir sincapı ele alalım.
Bu sincap kendinden önce yaşamış bütün sincaplardan etkilenmektedir.
"Bu etkinin zamanda hareket edişi " ve sincap hafızasının hem formunun, hem de içgüdülerinin iletilişi, morfik rezonans sayesinde gerçekleşiyor.
Bu, doğada varolan bir kollektif hafıza teorisidir.
Hafızanın ifade edildiği vasıtaya “morfik alanlar” adı verilir, bunlar her organizmanın içinde ve dışında bulunurlar.
Hafızayla ilgili fonksiyonlar “morfik rezonansa” bağlıdır.
Temel olarak, morfik alanlar alışkanlık alanlarıdır ve düşünce, eylem ve konuşma alışkanlıkları vasıtasıyla kurulmuşlardır. Kültürümüzün çoğu alışkanlıklara bağlıdır, yani, kişisel hayatımızın çoğu ve kültürel hayatımızın da büyük bölümü alışkanlıklara bağlıdır.
Morfik rezonans düşüncesinin tamamı tekamülle ilgilidir ama morfik rezonansın bize sunduğu yalnızca tekrarlamalardır. Morfik rezonans bize yaratıcılığı sunmaz.
Dolayısıyla tekamül, yaratıcılığın ve tekrarlamaların bir karşılıklı etkileşimidir.
Yaratıcılık bize yeni formlar, yeni modeller, yeni fikirler ve yeni sanat formları sunar, ama bizler yaratıcılığın nereden geldiğini bilmemekteyiz.Robert Gilman İle Morfogenetik Alanlar Üzerine
Morfogenetik alanlar temel olarak formlara hayat veren, fiziksel olmayan tasarımlardır.
Morfogenetik alanlar enerji değil, yalnızca bilgi taşırlar ve oluştuktan sonra hiçbir yoğunluk kaybına uğramadan zamanda ve mekanda varolurlar.
Morfogenetik alanlar fiziksel formların modelleri (kristal gibi maddeler ile biyolojik sistemler de dahil olmak üzere) tarafından yaratılırlar.
Bunlar daha sonra ortaya çıkacak olan benzer sistemlerin oluşmasını yönlendirirler. Sonuç olarak, yeni oluşan bir sistem, içinde taşıdığı tohumla, önceden oluşmuş bir diğer sistemin sahip olduğu ve kendisininkine benzer bir tohumla rezonansa girerek önceden oluşmuş bir diğer sisteme “uyumlanır”.
.
Bir canlının temel programlarından birisi
“varlığını korumak”, diğeri
“türünün devamını sağlamak, yani
varlığını geleceğe taşımaktır”.
Kısaca, yaptığımız hemen hemen her davranışımız, her hissedişimiz, yeteneklerimiz, bilgilerimiz ve olaylarımız geçmişte yaşandıkları için bizler tarafından da yaşanmaktadırlar. türümüzün ortak hafıza alanı sayesinde, yaşamın kaotik düzeniyle içgüdüsel olarak baş edebiliyoruz.
Her şeyimizi organize edebiliyor ve geçmişin ortak mirasıyla hareket ediyoruz.
yaşadığımız morfogenetik alana ait olan bu şablonların, çoğunlukla farkında bile olmayışımızdır. Özgür irademizle bir şeyleri yaşadığımızı sanıyoruz.
.
İnsan, geçmişte yaşadıklarını geleceğe aktararak zamanda akan bir varlıktır.
Hafızamız; bedenimizin tümüne, “tüm hücrelere” yüklenmiş şekilde bizimle birlikte geleceğe akar.
Ama her değişen hücrelerin yerine gelen yeni hücreler, diğer hücrelerin yüklendiği enerjiyi, bir bakıma yaşanmışlıkları yüklenerek -şimdide yaşanacaklarla birlikte- geleceğe akıyor…
hafızamız bu iyi, bu kötü diye seçim yapmadan sadece yoğun hissedilen, eksik olan, öğrenilen her şeyi içine çekip saklıyorsa; aynı şekilde Morfo-genetik-alan da iyi-kötü ayrımı yapmadan insanlığın yoğun olarak hissettiği, yoğun işlediği, öğrendiği, kabiliyet kazandığı her türlü durumu, anı da depoluyor.
Yani, bizler “atalarımızın yaşadığı geçmişin” sadece negatif durumlarını miras almıyoruz; onların bilgeliğini, yeteneklerini, üstlerine çektikleri olumlu enerjileri de miras olarak alıyoruz.
yaşam, yaşanmışlıkların yüküyle devam ediyor.
Geçmişte yaşanılan korkular, nasıl ki gelecekte kendisini gerçekleştirirse; aynı şekilde insanlığın ortak yaşadığı korkular değiştirilip dönüştürülmediğinde gelecekte kendisini gerçekleştirir…
İşte bu nedenle; “Tarih, daima tekerrür eder.”…
Linkler yorum bölümün de
.
Fiziksel gerçeklik (madde ) geometrik biç'im'lerden oluşur.
Parçacık Bilimci Garrett Lisi .
B+İÇ+İM; Bütün imgelerin içi -geometriktir.
.
Morpho=form,şekil,biçim,düzen,benzer,dönüş,format,model,yüzGenetik=kalıtsal,doğum,üretim,kuşak,olmak,başlangıç,soya ait.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder