Bu boyut içsel arzu ve ihtiyaçlarımızın karşılanma ve bizim kendimizle buluşma alanımızdır. Bu boyutta bedenin , ruhun, zihnin tatmini söz konusudur. Kurban bilincinin hüküm sürdüğü dolayısıyla haklı çıkma ihtiyacımız vardır. Etki tepki davranış modeli hakimdir. Zihinsel faaliyetler devrededir. İnsan düşünceleriyle sürekli olarak zihninde geçmiş ve gelecek arasında gider gelir. Kurban bilincinin hüküm sürmesinden ötürü sorumluluk almak yerine suçlu arayışı vardır ve sonuç olarak isyanlar yaşanır.
Dördüncü boyut fizik bedenin ötesine geçer.
Görünmez olan Ruhsal bedenimizin tezahür alanıdır. Zaman algısı bu boyuta aittir. Zaman kavramı ilk üç boyutta zihnimizde geçmiş ve gelecek olarak ifade edilirken dördüncü boyutta zamanın ifadesi an’dır. Herşey anda mevcut ve içiçedir. Ancak biz hangisini algılıyorsak o alandayızdır. Tıpkı radyo ve televizyon kanalları gibidir. Hangisini açarsak onu görür ve onu dinleriz.
Dördüncü boyutun davranış modeli sevgi dilidir. İnsana, hayvana ve tüm mevcudata duyulan sevgidir. Sevginin ifadesi kademe kademedir. Sevginin hissedilişi üçüncü boyutta başlar, dördüncü boyutta farklılaşma gösterir ve koşulsuzluğa kadar devam eder. Üçüncü boyutla dördüncü boyut geçişlerinde koşullanma söz konusudur. Koşulsuzluk deneyimleri seyirci olarak izleme sürecinde başlar. Ne zaman yaşananları bir seyirci olarak görmeye başlarız o zaman artık olayları dışardan hem yaşadığımız duyguların farkındalığında, hem de duyguların etkisinde kalmadan değerlendirebiliriz. İşte bu nötr bakış açısıdır.
Yaşananları iyi/kötü; güzel/çirkin diye anlamlandırmak yerine sadece deneyim olarak görürüz. Bu durumda ne yaşarsak yaşayalim deneyimimizdeki insanları sevmemiz ya da sevmememiz söz konusu değildir. Bu durum tıpkı bir tiyatroyu izler gibi hem oyuncu hem de izleyici olabilmektir. Koşulsuzluk böylece başlamış olur.
Beşinci boyut ise bütünsel bakış açısıdır.
Artık yaşama yukarıdan bakabilmek, bütünü görebilmek, yaşadığımız deneyimlerin öncesi ve sonrasının ilişkilendirilmesiyle değerlendirmek ve aslında yaşamımızda var olan herkesin bizlerin evrimselleşmemizde rol alan öğretmenlerimiz olduklarını görebilmek ve hiçbir yargı ve ön yargı çıkarmadan yapmamız gerekeni en iyi şekliyle zerafet, uyum, denge içinde yapabilmektir.
İşte iç içe yaşadığımız bu boyutların dış dünya deneyimsel yansımaları da birbirinden farklıdır. Üçüncü boyut yansıması savaş, kaos, hastalık, mutsuzluk iken, dördüncü boyut sevgi, şefkat yardımlaşmayı deneyimler. Beşinci boyut algısına gelebilmiş olan insan ise içsel dengelerini kurabilmiş olduğundan varoluşa şükran duyarak , herkesin ve her şeyin kabulü içinde kendinden memnun aşk halini deneyimler. Yeni gelen çocuklarda bizlere en güzel örneklemelerdir. Onların mutlu ve barışık olmaları…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder