Tasavvufda ilk mertebedir..Emmare, nefs mertebelerinin ilk basamağı, Allah’ın insanlara lütfudur. İnsanın ham olduğu, insanlık yolunda çabucak geçilmesi gereken uzun bir yolcuğun ilk adımıdır. Benlik (ego) ve zannı içerisinde çokça barındıran mertebedir.
Hepimiz çalışırız didiniriz tırnaklarımız ile kazıyıp belli mevkilere ulaşır; mal mülk bilgi sahibi oluruz.
İşte tamda yukarıda kurduğum bu cümle emmareyi en kısa yoldan anlatıyor. Ne diyoruz ben çalıştım ben yaptım ben yapacağım ben olacağım ben güçlüyüm benim hesabım gibi ben odaklı cümleler kurup bu zanda yaşıyoruz. Hiç işin aslını araştırmadan kendi dünyamızda kurduğumuz doğruların peşinden gidiyoruz. İnsan bir defa şu soruyu kendine muhakkak sormalı. Yegâne güç kudret kaynağı kimdir. İnsanoğlunda açığa çıkan güç kudret insana mı aittir yoksa yaratanın bahşettiği kendi gücü kudreti midir? Bir Allah’ın gücü kudreti var bir de benim gücüm kudretim var demek tevhid ile ne kadar bağdaşır. İmanın gereği öncellikle tevhidin, tekliğin hakkı ile anlaşılması olduğuna göre Allah’ın gücü kudreti ile birlikte benim de gücüm kudretim var demek ne kadar doğru olabilir. Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v), veda hutbesinde bildirmeyi gerekli duyduğu ve bizim de bu yanlışa düşmemizden korktuğu gizli şirk bu mu olsa gerek. Bizler benlik ve zannı bir kenara bırakmadığımız sürece hem yaratana şirk koşmuş oluyor hem de Allah’ın bize bildirdiği insanlık mertebesine uzak bir hayat içerisinde yaşayıp gidiyoruz.
Evrenin sahibi insana bir şeyi lütuf edeceği zaman ona yönelik çalıştırır ve bu çalışmanın sonucunda onu lütfeder. Biz dünya hayatını yaşadığımız sürece Allah aklın perdesini kaldırmaz her şeyi bir sebebe bağlar. Ne diyor yazarı Allah olan kitap da; Oku sen atmadın, atan Allah’tı. (Enfal suresi 17. Ayet) Başka bir ayet de ise şöyle buyuruyor; Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. (Tekvir suresi 29. Ayet.) Hemen yaptığımız yanlış eylemleri bu ayetlere dayanarak Allah’ı sorumlu tutmayalım. Allah başka bir ayetinde; Size ne iyilik gelirse Allah’tan ne kötülük gelirse nefsinizdendir. (Nisa Suresi 79. Ayet) Diyerek bizleri uyarmaktadır. Peki, oku sen atmadın, atan Allah’tı ayeti bizlere neyi anlatıyor. Ok burada yaptığımız her fiilin simgesi durumundadır. Bizler bu ayeti okuduğumuz zaman yaptığımız filli yapanın Allah olduğunu, Allah’ın yaratma sanatına insan eli ile devam ettiğini yegâne güç kudret sahibinin Allah olduğunu anlamalı ve kavramalıyız. Allah’ın bizde açığa çıkan güç ve kudretini nefsimizin isteği doğrultusunda sarf etmemeliyiz.
Allah uzaklar da işine geldiği zaman olaylara müdahale eden işine gelmediği zaman karışmayan bir tanrı değildir. Tam tersine Allah bize ayetinde şahdamarımızdan daha yakın olduğunu ve kutsi ayette mümin kulunun kalbinde (ruhunda, enerjisel bedenimizde) olduğunu bizlere bildirmiştir. Biz bunun ister farkında olalım ister olmayalım ama yaratılan yaratandan ayrı değildir. Koca Yunus ;
Beni bende demen bende değilem
Bir ben var bende benden içeri
Derken anlıyoruz ki ben ile bende’kini’ bütünleştirmiş, ikilikten ve benlikten kurtulunması gerektiğini bizlere bildirmiştir. Yunus nefsi emmare mertebesinde takılmış kalmış, ikilik yolunda kirlenmiş insanları tevhide çağırarak senlik benlik davasının sona erdirilmesini istemiştir. Şayet tevhid çatısı altında bütün insanlık birleşmiş olursa, hastasın hastayım, yarılısın yaralıyım, üzgünsün üzgünüm, mutlusun mutluyum farkındalıkları ile insanlar sevgi dairesi içerisinde birleşeceklerdir. İnşallah bizlerde özümüzde ki Allah’ın farkındalığına ve dünyaya gelme gayemiz olan Allah’ı bilme yolunda büyük adımlarla yol kat edenlerden oluruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder