19 Haziran 2018 Salı

Televizyon ve kölelik..

Güç biziz.
Tek bir insan bütün kainatı değiştirir.
İnsanlar, toplumsal sistemlerinin düzenlenmesinde kendi güçlerinin farkında değillerdir. “Tek benim gücümle ne yapılabilir?” deyip, umutsuzluğa kapılırlar. 

Halbuki doğada “damla damla göl olur” prensibi geçerlidir. Şimdi insanların bireysel güçlerinin toplumsal sistemi nasıl etkileyebileceğini göstermek istiyorum.

Toplumumuzun geleceğinin şekillendirileceği bir seçim dönemi içindeyiz. 5-6 aday, “Ben toplumumuzu daha iyi yöneteceğim” diyerek sizin oyunuzu istemekte. (Pardon, onlar “toplum” terimi yerine “devlet” diyorlar. Bu konu bir başka yazıda ele alınacak.)

Ama şimdi “gücün sizde” olduğu konusuna dönelim. Seçimi sizler yapacaksanız. Peki kimi seçeceğinize nasıl karar vereceksiniz? 
Adayları dinleyerek. 
Eskiden adaylar, kent-kent dolaşıp, mitingler yaparak görüşlerini belirtirlerdi. Günümüzde adayların konuşmaları Televizyon kanallarıyla halka duyuruluyor. Televizyon kanalları ise, para-babalarının elinde, ve onlar kendi çıkralarına uygun konuşmaları yayınlıyorlar.

Peki sizin çıkarınız hangi yönde? (Bu konu da ayrı bir yazı konusu.)
Siz elbette, sizin için en iyi olanı yapmayı vaat eden adayı seçmek istiyorsunuz. Peki her adayı tek-tek dinleyip, değerlendirmeniz TV-kanalları tarafından engelleniyor veya çarpıtılıyorsa, ne yapacaksınız?

Hangi kanal tüm-adayların (veyahut en çok adayın) konuşmalarına yer veriyorsa, o kanalı izlerseniz, adaylardan hangisinin sizin için daha iyi olacağına karar verebilirsiniz. (Hatta, hangi kanal, tüm adayları karşı-karşıya getirip, tartıştırıyorsa, orada daha geçekçi durum ortaya çıkar.).
İşte işin püf noktasına geldik: Kanallar, sizlerin izleme oranlarına göre “rating“ alırlar, yani kazanırlar. Sizler, bir kanalı batırabilir veya yükseltebilirsiniz. Dolayısıyla, seçimlerin kaderini belirleyici olursunuz. Seçilecek olan seçmek, yani güç sizdedir. Başka bir yerde, veya başka bir kimsede değil! Tamam mı? Anlaştık mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder