29 Eylül 2018 Cumartesi

Ses ve manyetizma.----1

Her sözcük ,ses ve renk bir manyetizmadır..O yüzden kullandığımız kelimelere ve tonuna dikkat etmeliyiz..Bilim gezegenler arası veya minerallere özgü manyetizmayı konu edinir. Hayvan manyetizması gündelik hayattan bildiğimiz ve bilimin inkâr edemediği bir şeydir. Fakat bilim bu manyetizmaya güvenmemekte ve onu kabul etmeyi haklı olarak analizin çürütülemez sentezlerle destekleneceği zamana havale etmektedir.
Hayvan manyetizmasıyla üretilen manyetik halin özel türde bir uykuyu ortaya çıkardığı ve bu uyku sırasında manyetize edilmiş olanın manyetize edenin etkisine girdiği herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Bu tuhaf özellik içinde uyuyan kişi öyle görünüyor ki kendi hayatını bırakıyor ve sadece evrensel hayata özgü fenomenleri gösteriyor. Başkalarının düşüncelerini okuyabiliyor, gözlerini kullanmadan görebiliyor, bir yeri tanıyamadan her yeri ziyaret ediyor, renkler olmadan suretleri algılayabiliyor, zamanı kısaltabiliyor veya karıştırabiliyor, gelecekten geçmiş gibi bahsediyor, manyetizmacının daha sonra aklına gelecek düşünceleri söylüyor, hatta onun gizli düşüncelerini ifade ediyor, etrafındaki düşünen insanların düşüncelerini hafızasına kaydediyor, onları büyük bir ayrıntıyla tarif ediyor, hiç karşılaşmamış olduğu kültürlerin dilini konuşuyor, hastalıkları teşhis ediyor, çareler buluyor, bilgece nasihatler veriyor, bazen ilerideki kötü bir olayı anlatacakken acı acı ağlıyor.
Bu tuhaf ama tartışılmaz gerçekler, bizi, her ruh tarafından paylaşılan ortak bir hayat olduğu veya en azından bir aynanın önünde duran bir grup insanmışız gibi birbirimizin içine bakmayı mümkün kılan ortak bir aynanın var olduğu sonucuna taşıyor. Bu ayna, Baron Reichenbach’ın odik ışık dediği, bizim astral ışık dediğimiz ve İbranilerin hayat büyük amili olarak Od, Ob ve Aur diye adlandırdıkları şeydir.
Yönlendirenin iradesiyle kontrol ettiği manyetizmaya Od, pasif durugörüye Ob denir: kadim dünyanın kahinleri pasif astral ışıkla sarhoş olmuş durugörürlerdi. Bu ışığa kutsal kitaplarda Python’un ruhu denirdi, çünkü Yunan mitolojisinde Python onun mecazi temsilcisiydi.
Astral ışığın bu pasif ve aktif iki yönü ayrıca kaduseus yılanı tarafından da temsil edilir. Sağ taraftaki yılan Od, soldaki yılan Ob’tur, ortada bulunan hermesin asasının tepesindeki altın küre ise Aur, yani dengeli ışığı temsil eder.
Od özgür iradeyle yönetilen hayatı, Ob kaderin yönettiği hayatı temsil eder. Bu yüzden İbranilerin yasa koyucusu, Ob ile oynayanlara yazıklar olsun, onlar kaderle oynuyorlar, bu insanın özgür iradesine ve ilahi takdire aykırıdır.”
Kuşkusuz tufanın çamurunda kıvrılmış olup güneşin oklarıyla vurulan Python yılanıyla, Aesculapius’un asasına sarılmış yılan arasında, tıpkı Eden’in ayartıcı yılanı ile çölde zehirlenmiş olanları tedavi eden yılan arasında büyük fark vardır. Birbirleriyle çatışma halinde olan bu iki yılan birbirleriyle bağlantı kurulabilecek, ama asla karıştırılmaması gereken iki kuvveti temsil eder. Hermes’in asası bunları hem birbirinden ayrı tutar, hem bir arada. Hatta onları birleştirir, bilinin nüfuz eden bakışları altında, bu örnekte, uyumun çatışmadan çıktığını görüyoruz.

Zorunluluk ve Özgürlük, hayatın iki büyük yasasıdır ve doğrusunu söylemek gerekirse her ikisi de kaçınılmaz olduğu için bu iki yasa aslında tek bir yasa yapar.
Özgürlük olmadan zorunluluk ölümcüldür, zorunlu sınırları olmayan özgürlük de delilikle sonlanır. Sorunluluk olmadan imtiyaz aptallık, imtiyaz olmadan sorumluluk köleliktir.
Manyetizmanın bütün sırrı burada saklıdır: ‘ob’un kaderselliğini ‘od’un aklı ve gücüyle yönetebilmek için ‘aur’un kusursuz dengesi yaratılmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder