3 Ocak 2018 Çarşamba

Gelde geliriz..

Sevilen bir dervişi,halktan biri,evine,iftara davet eder.
Davete icabet sünnet..
“Olur..”der derviş.
Akşama yakın buluşurlar ve eve doğru yola çıkarlar.
Yolda ev sahibi:”Yahu hacı baba…” diye seslenir.
-Buyur evladım,der derviş…
-Ben seni iftara çağırmıştım ya…
-Evet..
-Şimdi vazgeçtim..
Derviş hiç bozulmaz.
-Peki evladım,der ve döner geriye..
Çok geçmeden,adam seslenir:”Heeyy!..Derviş baba!..
Mütebessim bir çehreyle döner derviş:”Buyur evladım..”
-Şaka yaptım derviş,şaka yaptım..Haydi gel..
Yeniden takılır adamın peşine derviş..
Yol boyu defalarca tekrarlanır bu hadise..
“Gel derviş..” “git derviş..”
Nihayet eve varırlar.
Kapıda ev sahibi dervişin yüzüne bakarak:”Yahu derviş baba,sen ne biçim adamsın?..
“Gel!..”diyorum,geliyorsun.”Git!..”diyorum,gidiyorsun!..”
Köpek gibisin vesselam!...” der.
Derviş gülümseyerek ve müthiş bir tevazu ile:”Doğru söylüyorsun evladım…Biz Hakk’ın köpekleriyiz.”Gel”derse,gelir,”Git”derse gideriz.
Adam yaptığı terbiyesizlikten utanır ve mahcup olur..
Gönülsüz olabilmek pek zordur ama,hakiki gönül erleri için,Mevla’dan gelen bal kadar tatlıdır acı da…
Olgun adam,iyi söz ile kötü sözü aynı gönül ile karşılayabilen adamdır.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder