"Her şey birbiriyle ilişkilidir. Gök ve yer, hava ve su
Her şey ancak bir şeydir; ne iki ne üç, ancak bir.
Birlikte olmadıkları yerde, yalnızca tamamlanmamış bir eser vardır"
Paracelsus
Paracelsus bütün varlıkların ortak bir temeli olduğunu ileri sürmüştür;
bu temel daha önce ileri sürülen 4 elementin yanı sıra onun materia prima (ilk maddeler) adını verdiği tuz civa ve kükürtten ibaretti.
Bunlardan cıva ve kükürt İslâm Dünyası'nda transformasyon teorisi kapsamı içinde temel iki element olarak sunulmuştu.
Bu yedi temel element canlı veya cansız bütün varlığın temel maddesini teşkil ediyordu. Dolayısıyla aslında canlılar ve cansızlar özde farklılık göstermezler; temel yapı olarak aynıdırlar.
Öyleyse onların fonksiyonları arasında da bir paralellik olmalıdır.
İşte bu ilkeden hareket eden Paracelsus kimyada kabul ettiğimiz yasa ve ilkelerin aslında canlılar için de geçerli olduğunu savunmuştur.
Eğer bir canlı belli bir kimyasal yapıya sahipse o taktirdebuna bağlı olarak o yapıda meydana gelecek olan bozukluklar aslında kimyasal kökenli olacaktır ve kimyasal ilkelerle açıklanabilecektir;
bu durumda yapının düzeltilebilmesi de ancak kimyasal maddelerle mümkündür. İşte bu anlayışa iatrokimya denmiştir.
Paracelsus modern farmakolojinin de (ilaç bilimi) kurucusu olarak nitelendirilmektedir. Çeşitli kimyasal maddeler üzerinde araştırmalar yapmıştır. Bunların sonucu olmak üzere antimonu bulmuştur ki daha sonra 17. ve 18. yüzyıllarda antimon sık sık iatrokimya görüşlerini destekleyenler tarafından ilaç olarak veya ilaç terkipleri içinde kullanılmıştır;
bu tip ilaçlara arkana tipi ilaçlar denir.
Paracelsus'un bazı terimleri Arapça'dan aldığı söylenir ve buna örnek olarak da alkol terimi gösterilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder