3 Şubat 2018 Cumartesi

Yedi uyuyanlar bir bakıma kendi içimizdeki frekans boyutsal çakralarda demektir.Bunları uyandıramazsak uyanmış sayılmayız.

~Evrenin ve Beşerin Yaratılışı~

İlksel Yedi'ler Kimdi? 

"7 Ulu Ozanlar"ı pir edinmiş ve bir gerçeğe bel bağlamış Erenlerin, neden kendilerine "Alev-i" dediğini Tibet'te bulunan ve yeryüzündeki en eski kitaplardan biri olarak geçen DZYAN Kitabı'nı okuduğumda biraz daha iyi anladığımı söyleyebilirim. 
Bu kitap aslında birçok kültürde karşımıza çıkan öğretilerin batıni/içrek/gizli yönlerini de aktarıyor. 
Burada yazanların birçoğunu sözlü tarihimizde de bulabilirsiniz. Deyişler, nefesler, masallar, efsaneler, mitoloji, oyunlar gibi...

Kitaptan ilgi çekici bazı bölümleri maddeledim. Daha fazlası için kitaba bakabilirsiniz. Özetin özeti bir çeviri olduğu için toplamda 50 sayfa, ancak derin mevzular olduğu için tekrar tekrar okumakta fayda var. 

İlk bölümde Kainat ve daha alt birim sistemlerin yaratılışı anlatılıyor. Mutlak Allah, Yarattığı yaradılışı şekillendirmeyi ve sistemleştirmeyi gene yarattığı varlıklarına vermiştir. Böylece Kozmik Kainatlar meydana gelmiş ve de gelmektedir.

1-Ebedi Ebeveyn (Mekan) hiçbir zaman görünmeyen Giysi'lerine bürünmüş olarak, bir kez daha Yedi Ebediyet boyunca uyumuştu. 

2-Zaman yoktu, çünkü zaman süre'nin sonsuz bağrında yatmış uyuyordu.

3-Kainat Zihni yoktu, çünkü O'nu içerecek ve tezahür ettirecek hiçbir Ah-hi (Göksel varlık) yoktu."

4-Sürûra yani (Nirvana'ya) giden yedi yol yoktu. Büyük Istırap Nedenleri (Nidana ve Maya) yoktu, çünkü onları üretecek ve onlar tarafından tuzağa düşürülecek hiç kimse yoktu"

5-O sınırsız Her-Şey'i sadece karanlık dolduruyordu, çünkü, Baba, Ana ve Oğul bir kez daha Bir'diler ve Oğul, henüz yeni Çark için ve hemen akabinde yapacağı uzun ve çetin yolculuk için uyanmamıştı. 

6-Yedi Yüce Rab ile Yedi Hakikat'in varlığı sona ermişti ve Kainat: Gerekliğin oğlu olan ve henüz olmayan o'nun tarafından nefes olarak verilmek üzere Para-Nirvana'ya gark olmuştu. Hiçbir şey yoktu.

7-Varoluş'un sebepleri ortadan kaldırılmıştı; geçmişte görünmüş olanlar ve şimdi görünmez olmakta olanlar, Tek Varlık olan, Ebedi Gayri Varlık'ta uyuyordu. 

8-Sadece Varoluş'un Tek Formu engin, sonsuz, sebepsiz, bir halde uzanıyordu rüyasız uykuda; ve Yaşam, Kainat Mekanı'nda, Dongma'nın Açılmış Gözü'nce hissedilen o tüm Mevcudiyet'in her yanında bilinçsiz olarak nabız gibi atıyordu. 

9-Sessizlik neredeydi? Onu duyacak kulaklar nerede? Hayır, ne sessizlik vardı ne de ses, durmak bilmeyen Ebedi Nefes'ten (Hareketten) başka hiçbir şey yoktu, ki O da kendini bilmez.

10-Vakit henüz gelip çatmamıştı, Işın henüz tohumun içerisine çakmamıştı Lotus Ana henüz şişmemişti.

11-O'nun -İlksel Cevher'in- kalbi Tek Işın'ın girmesi, oradan da, Üç'ün Dörd'e düşmesi şeklinde, Maya'nın kucağına düşmesi için henüz açılmamıştı. 

12-Yedi (oğul) Işığın Ağı'ndan henüz doğmamışlardı. Karanlık, bir başına Ana-Baba'ydı

13-Bu ikisi Tohum'durlar ve Tohum Tek'dir. Kainat hala daha İlahi Düşünce'de ve İlahi Bağır'da saklıydı...

14-Karanlık Işık neşreder ve Işık (suların içine) Umman Ana'nın içine doğru münferit bir ışın salıverir. Bu ışın, Bakire Yumurta'nın içerisinden hızla geçer, Işın Ebedi Yumurta'nın titreşmesine ve Dünya Yumurtası halinde yoğunlaşan Ebedi Olmayan (devresel) Tohum'u düşürmesine yol açar.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder