Virginia: Siriuslular hakkında daha ayrıntılı bilgi verebilir misiniz? Örneğin, Siriuslular'ın dış görünümleri nasıldır... ömürleri ne kadardır... ne tür yiyeceklerle beslenirler... uyku düzenleri nasıldır... ne tür işler yaparlar ve nelerden zevk alırlar? Yani, bize ilginç gelebilecek şeyleri öğrenmek is tiyoruz.
Washta: Önce, tipik Siriuslular'ın bir tasvirini sunacağız.
(Bkz. Şekil 24: Tipik Sirius Erkeği ve Şekil 25: Tipik Sirius Kadını.)
Sonra diğer sorularınızı yanıtlayabiliriz.
Biz tam-bilinçli varlıklardan oluşan bir uygarlığa sahibiz. Prana enerjisinin çok yüksek olduğu bir gezegende yaşayan tam bilinçli varlıklar olarak, özellikle enerjimizi desteklemek üzere oluşturulmuş canlı sebze ve meyvelerin bir karışımı olan yemekler yeriz. Kolayca ve tamamen hazmedilmek üzere yapılmış bu enerji verici yiyecekler günde iki kez yenir.
Biz günde yaklaşık bir buçuk-iki saat uyuruz, çünkü saf
yiyecekler ve sürekli solunan büyük prana enerjisiyle uyku artık çok gerekli değildir. Buna rağmen, üç-dört bin yıl yaşarız. Bizim fiziksel bedenimiz ve ışık bedenimiz bir olduğundan, genelde ömrümüzün uzunluğunu kendimiz belirleriz. ⭐️Şimdiki yaşamımızın tamamlandığını hissettiğimizde, daha yüksek enerji kalıplarına yükselebilir ve yeniden atanmayı talep edebiliriz. Söylediğimiz gibi, bu genelde sizin Dünya yıllarınızla üç-dört bin yıl alır. Bu yüzden, biz yaş, beslenme ve uyku açısından tamamen farklı bir toplumuz. En önemlisi, gerçek ölüm yoktur.
Bizim yaşam sistemimizi ya da aşamalarımızı deneyimleme biçimimiz de sizinkinden çok farklıdır. Örneğin, çok uzun yaşadığımızdan, çocukluk ve gençlik arasındaki devrenin tamamlanması yetmiş yıl sürer. Bu yetmiş yıllık sürede tüm Bir'in Yasası süreci anlaşılabileceği noktaya kadar geliştirilebilir. Bu ilk yetmiş yıllık -rehberlerin yardımıyla gerçekleştirilen- ruhsal tekâmül devresinde genelde cinsel ilişkiler kurulmaz.
Sizlerle birçok açıdan farklı olmamıza karşın, eğitime inancımız açısından sizlerle benzeşiriz. Ayrıca bizler tatile çıkmaktan da hoşlanırız. Böyle zamanlarda başka yıldız sistemlerine ya da gezegenimizin başka bölgelerine gidebiliriz ve oralarda meditasyon yapar veya oyunlar oynarız. Bizler de partilere gider dans ederiz, orada diğer klanların üyeleriyle görüşür, konuşur, birlikte eğleniriz; birbirimizin şakalarına güler ve birbirimize özellikle yaşlı üyelerden dinlediğimiz ilginç öyküleri anlatırız. Yıllar boyunca kazandıkları tüm bilgelik sayesinde bu yaşlı üyelerin öyküleri çok büyüleyici olabilir. Siriusta biz bilgeliğin kazanılmasının iki bin yıl aldığına inanırız. Bundan dolayı, ömürlerini tamamlama aşamasına yaklaşan yaşlı Siriuslular'a büyük bir saygı gösterir ve onları bu partilere katılıp öykülerini bizlerle paylaşmaya yürekten teşvik ederiz.
...
Virginia: Boy, kilo, cilt rengi, saç ve göz rengi vs. gibi özellikleri de dahil olmak üzere, Siriuslular'ın ortalama fiziksel ölçüleri ve görünümlerini tarif edebilir misiniz, ki böylece insanlarımız onlarla ilgili bir fikir edinebilsinler.
Washta: Siriuslular cilt renkleri açısından iki tipe ayrılır. Bunlardan biri, Dünya insanının aşırı soluk benizli bulacağı bir ırktır. Diğer ırk, açık mavi tonda bir cilde sahiptir. Her iki ırkın da erkekleri yaklaşık yedi kadem (1 kadem: 28 cm.) uzunluktadır. Kadınları ise beş ila altı kadem uzunluktadır. Her iki ırk da sizin dünyanızda mevcut aynı göz ve saç rengi çeşitliliğine ve aynı sayıda el ve ayak parmağına sahiptir. Onlar görünüş olarak sizin alışık olduğunuz insan tipinden daha ince ama daha uzun boyludurlar.
...
Virginia: Öğrendiklerinizi birbirinizle nasıl paylaşırsınız? Gittiğiniz yerlerin fotoğraflarını, filmlerini mi çekip gösterirsiniz, yoksa o yerleri telepati yoluyla zihinden zihine tarif mi edersiniz?
Washta: Biz sizin şaşırtıcı bulacağınız imgeleme ve telepatik güçlerin kullanımı yoluyla iletişim kurabiliriz. Biz keşfedilen şeyin bilgisini zihin gözümüzden geçirebiliriz ve diğer, tamamen telepatik varlık, bu imgeleri ve bilgiyi olayın kapsüllenmiş bir versiyonu olarak alır. O derhal o konuda yorumda bulunabilir. Bu, hiç kuşkusuz, Dünyalı varlıklar için hayret verici bir şeydir. Eğer bizim sosyal toplantılarımızdan birine gidecek olsaydınız, bir keşif seferinden dönen bir grup bilim adamının başka bir grup bilim adamıyla hiçbir sözcük kullanmadan telepatik olarak konuştuklarını görebilirdiniz. Bununla birlikte, onlar çok heyecanlı görüneceklerdi ve siz neler olup bittiğini merak edecektiniz.
Virginia: Sizin de müzik, sanat, el sanatları ve hobileriniz var mı?
�Washta: Evet. Sanatsal hobilerimiz vardır ve kendilerine bahşedilmiş büyük ses nedeniyle sürekli şarkı söyleyen insanlar vardır. Biz ayrıca enstrümanlar çalabilir ve çeşitli müzikal eserler besteleyebiliriz. Bunların bazıları bizim geleneksel müziğimize dayanır, ama aynı zamanda diğer insan ve insan-olmayan türlerin eserlerini de öğrenmekten hoşlanırız ki böylece sanat ve müziklerini anlayarak onların tüm kültür kavramlarını kavrayabiliriz.
Virginia: Çok güzel. Son olarak sözünü etmek istediğiniz başka benzerlikler ya da farklılıklar var mı?
Washta: Sadece, insan ruhu hakkında basit ama çok önemli bir gerçeği yinelemek isteriz. Mevcut dünyalarımız arasındaki farklılıklara rağmen, ruhlarımızın enerji modeli temelde aynıdır. Fark sadece, bizim ışık bedenlerimizle tam bilinçli olmamız, sizin ise -insanlarınızı mutasyona uğratmış çeşitli genetik deneyler yüzünden- büyük ışık ve sevgi güçlerinizle bağlantınızın kesilmiş olmasıdır.
Sizi şükranla tanıyor ve bu sevgi ve ışık enerjilerini bir araya getirmeye çalışma konusundaki cesaret ve kararlılığınıza çok saygı duyuyoruz. Sizin çabalarınız -bizler çok uzun zaman önce büyük evrensel kaynak (Tanrı) tarafından saptanmış büyük ilahi plânın tamamlanışı çerçevesinde bir araya gelirken- karşılıklı olarak iki dünyamızın kaderlerine çok yardımcı olacaktır.
...
Virginia: Sirius'un nasıl bir şey olduğunu anlamak istiyoruz; bu konuda uygun gördüğünüz bilgileri verebilir mi siniz?
Washta: Lütfen, önce bazı tanımlar yapmama izin verin. Çok-yıldızlı bir sistem, bir yıldız sistemleri kümesidir. "Yıldız sistemi" bir güneş ve onun çevresinde dönen gezegenler sistemine bizim verdiğimiz isimdir. Sözlerime, Sirius çok yıldızlı sistemindeki bazı yıldız sistemlerini tarif ederek başlayacağım ve sonra Sirius B yıldız sistemindeki kendi gezegenimi anlatacağım.
Sirius çok-yıldızlı sistemi dokuz yıldızdan oluşur, ama bunlardan dördü burada açıklanması gereken bir öneme sahiptir. Sirius A, orijinal insan-olmayan varlıkları içerir ve o Sirius çok-yıldızlı sistemini oluşturan yıldızların en büyüğü ve en parlağıdır. Sirius B, galaktik insanların gezegenlerini içerir. Sirius C ve Sirius D depolama ve yönetim görevleri için kullanılır, çünkü bizler galaksinin bu bölgesindeki diğer gezegen sistemleriyle geniş çapta bir alışverişi sürdürmekteyiz.
Sirius A'nın, insan-olmayan yaratıkların yaşadığı üç gezegeni vardır. Bu yaratıklar tamamen bilinçli varlıklardır ve yedi-sekiz kadem uzunluğundaki bir aslanın yapısına sahiptirler. 🦁Bunlar, bir kedininkine benzer bir kürkle kaplı olmaları ve arslan benzeri bir yüze sahip olmalarının dışında, çok insanımsı görünürler. Bu varlıklar, biz Sirius B sistemini ilk kolonileştirdiğimizden beri, tarihimizde önemli bir rol oynayan müthiş akıllı ve harika yaratıklardır.
Biz Sirius B güneş sistemimizde iki ana gezegende yaşarız. Dünyanıza benzeyen birincisi, güneşimize dördüncü uzaklıktaki gezegendir. İkincisi ise güneşimizden üçüncü uzaklıktaki gezegendir ve dördüncü gezegene oranla sudan daha yoksundur. Bu dördüncü gezegen, Sirius B yıldız sisteminde kolonileştirilen iki gezegenden ilkiydi. Bu olay (Dünya zamanı ile) 4.3 milyon yıl önce Galaktik Federasyon'un ilk örgütlendiği dönemde gerçekleşti. Bize bu kolonileştirme dönemimizde az önce tarif ettiğim Sirius A'lı yaratıklar yardım ettiler. Bu yaratıklar bize yardım ettiler, çünkü onlar sadece Sirius A'nın kendi gereksinimleri için gerekli olduğuna inanıyorlardı ve diğer Sirius yıldız sistemlerini kolonileştirmekle hiç ilgilenmiyorlardı.
Bizim gezegenimiz Dünyanız'dan yaklaşık bir çeyrek kat daha büyüktür. Onun coğrafyası da Dünya'dan çok farklıdır. Dünya bir su gezegeni oluşuyla benzersizdir. Bizimki, Dünya'dan farklı olarak temelde bir su gezegeni değildir; ancak bizim nispeten sizin Pasifik Okyanusunuz'un büyüklüğünde olan büyük bir okyanusumuz var. Bu büyük okyanus bir dizi kıta ile çevrilidir.
Neredeyse ada gibi kıtalara sahip olan sizin gezegeninizden farklı olarak bizim gezegenimizde kıtalar çoğunlukla birbirine bağlıdır. Tek büyük okyanusumuza yakın uzanan yüksek sıradağlar kıyıda çok küçük kumsallar bırakırlar. Bizim beyaz kumumuz çok azdır, kumsallarımıza daha çok kırmızı bir kum hâkimdir. Bizim toprağımız ise sizin koyu, neredeyse siyah renkli toprağınızdan çok farklıdır; bizim topraklarımız daha çok turuncu ve kahverengi- mor renklerdedir ve genelde turuncumsu-kahverengi bir görünüm sergilerler.
Kıyı boyunca uzanan az sayıdaki sıradağın dışında, genelde geniş tepeli düzlükler bir uçtan bir uca uzanır. Ve bu düzlüklerde hem geniş nehirlerimiz hem de büyük göllerimiz yer alır. Bize göre, bu çok güzel ve muhteşem bir gezegendir ve hâlâ ilk bozulmamış haliyle korunmaktadır. Gezegenimizin koruyucuları ve idarecileri olarak, Lyra/Sirius uygarlığı bu gezegen sistemini ilk kolonileştirdiğinde burada bulunan orijinal flora ve faunayı koruduk. Sirius B ayrıca, sizin sarı- beyaz güneşinizden farklı olarak mavi-beyaz bir güneşe sahiptir. Sonuç olarak, Güneş bizim gökyüzümüzde mavimsi bir tonda parlar. Bizim gün batımımızı gören birçokları, bu renklerin hayal edilebilecek en harika turuncular, morlar ve turuncu-kahverengi tonları olduklarını ve yeterince tarif edilemeyecek kadar güzel olduklarını söylerler.
Gezegenimizin üzerinde, bir zamanlar Dünya'da bulunana eşdeğer bir Gökkubbe vardır. Bu Gökkubbe, gezegenin korunmasını ve Siriuslular'ın uzun ve sağlıklı yaşamlar sürmelerini ve tamamen tahmin edilebilir bir hava durumu sağlar. Gezegenimize genelde, sizin gezegeninizde yarı-tropik denilen bir iklim tipi hâkimdir. Bizim Sirius gezegenlerimiz, özellikle üçüncü gezegenimiz Dünya'dan biraz daha sıcaktır.
Bizim takvim yılımız sizinkinden biraz farklıdır. Biz 440 gün (her biri 40 gün olan 11 ay) uzunluğunda bir güneş yılına sahibiz.
...
Sirius B gezegen sisteminin bizim için en benzersiz özelliği de, onun doğal bir güzelliğe ve bol yaşam enerjisine (pranaya) sahip olmasıdır. Bu yaşam enerjisi onu son derece olağanüstü kılar. Yaratıklar ve bitki yaşamı da çok farklıdır. Örneğin, bizim ağaçlarımız Dünya'daki ağaçlardan farklı olarak şaşırtıcı bir renktedir, çünkü onların çoğu kahverengi yerine mor kabuğa sahiptir. Belki size en ilginç gelecek olan şey, bizim (ızgara biçimindeki) gezegensel enerji hatları sistemimizin farklı güç noktalarının (enerji merkezlerinin) yakınına inşa edilmiş devasa yeraltı kentlerinde yaşamamız olabilir. Ancak, bu kentler sizin düşünebileceğiniz gibi ilkel, karanlık yerler değildir. Bunlar ışık kentleridir. Bir Gökkubbe'nin altında, doğanın insan yapısı mekânlarla bozulmadığı bir gezegende, ışık dolu yeraltı kentlerinde yaşamak insanların uzun ve harika bir yaşam sürmelerine olanak verir. Buna ek olarak, yer üstünde, hemen yandaki tapınak yerleriyle yüzyüze kalmamızı sağlayan küçük yerleşim kolonilerimiz de vardır. Bu durum bizim yeryüzündeki bazı enerji kalıplarını deneyimlememize ve hayvanlar ve bitkilerle ilişki ve etkileşimi sürdürmemize -böylece gezegenimizin tüm düzeylerinde gerçek koruyucular olarak davranmamıza- olanak verir.
Kaynak: Galaktik İnsan kitabı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder