İçe Bakış
Ruhbilimin kullandığı dört yöntemden biri: İçebakış yöntemi (diğerleri;deney yöntemi, patolojik yöntem ve karşılaştırma yöntemi)
İçebakış (Entrospeksiyon), bilincin kendi kendini gözlemesini dile getirmek için İngiliz ruhbilimcilerinin kullandıkları bir deyim ayrıca.
İçgözlem ya da içduyu deyimleriyle de dile getirilmiş.
Bilincin ikiye bölünüp bir yandan algılarken, öbür yandan da nasıl algıladığını gözlemesi sadece insana özgü bir olgu.
(Comte ve Wundt gibi düşünürler, bilincin kendi kendini bilmesinin doğrudan doğruya bir gözlemden gelmediğini, sonradan bellek tarafından yeniden kurulan anılar üstünde gözlemde bulunulduğunu, bunun da doğrudan bir fiziksel olguyu gözlemler gibi bir gözlemleme olmadığından birçok yanılmaları gerektirebileceğini, dahası gözleyenle gözlenen aynı kişi olduğundan yansızlığın sağlanamayacağını ilerisürerek bu yönteme karşı çıkmışlardır.)
Halvet ,bilinen ilk dinlerde de rastlayacağımız, kökeni Hindistana dayanan, filozofların haşır-neşir olduğu içe bakış ve tanrıyı aracısız olarak alagılama, bilgiyi direk alma yöntemidir
Budizm'de de öğretilerin ana çatısını meditasyon gibi içe bakış yöntemleri oluşturmaktadır.
Günümüzde mistisizm kelimesi Tanrı ile doğrudan deneyim, sezgi veya- içe bakış -yoluyla özdeşleşme veya yeni bir idrak seviyesine varma anlamında kullanılmaktadır. Bu deneyim yoluyla bilgeliğe ulaşılır.
“İçe bakış”, kendi zayıflık ve eksikliklerimizi tanımak. Yani, Sokrates’ten Yunus Emre’ye kadar pek çok büyük düşünürün sıkça dile getirdiği “kendini tanı” deyişini hayata geçirebilmek.
Tasavvufta “nefs muhasebesi” adı verilen şey budur:
İnsanın her fırsatta içe-bakış yoluyla benliğini kontrol etmesi, yaptığı hareketlerin ve kafasındaki fikirlerin ahlaka uygun olup olmadığını düşünmesi gibi.
En büyük idealleri yüksek ve mükemmel bir ahlaka erişmek olan kişilerin kendileriyle devamlı hesaplaşma hali...
Şahsen kuş bakışına benzettiğim bakış...
Belki de insanoğlu olarak bir şeylere inanmak için hep uzağa bakmışız, bütün uzakların,bütün evren ve evrenlerin kendi içinde dürülü olduğunu düşünmeden...
Ve belki de MEVLANA da şu sözleriyle biraz da bundan söz etmiş olabilir mi acaba?
"Bilgi (akıl) sizi ancak denizin kenarına kadar götürür.
Derya olmak için damla olup denize karışmalısın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder