-Anaerkillik, toplumda kadının, özellikle "ana"nın etkin (baskın-başat) olma halidir. Matriarka veya maderşahilik olarak adlandırılan bir tür toplumsal örgütlenme düzeni. Bu düzenin temelini kadının üstünlüğü fikri oluşturur; soy kadınlar tarafından belirlenir, hakimiyet kadınlarındır. Bu toplumlarda kadınlara erkeklerden daha çok saygı gösterilir. Bu kadın üstünlüğü ilkesi etrafında, toplumun kültürü, adetleri, inancı ve mitolojisi, ataerkil düzenli toplumunkinden farklı bir biçim oluşturur.
Anaerkillik kelimesi Türkçe kökenlidir. Türkçe'ye Fransızca'dan geçmiş olan ve batı dillerinde anaerkillik manasında kullanılan matriarka kelimesi ise Latince mater (anne) ve Yunanca achein (hükmetmek) kelimelerinden türemiştir. Anaerkilliğe dayanan, ana erki temelli olan oluşumlara "anaerkil", "maderşahi" veya "matriarkal" denir.
Çoğu zaman anaerkillik ile karıştırılan çeşitli terimler vardır; jinekokrasi (kadınların yönetimi) ve matrilokalite (evlilikte kadın veya anne tarafına yerleşme) bu terimlerden bazılarıdır.
Modern dünyada anaerkilliğin hakim olduğu toplumlar bulunmamaktadır. Bazı tarihçilere göre ataerkillik (partiyarka) dünya toplumlarına egemen olmadan önce anaerkil toplumlara rastlamak mümkündü.
-Anasoyluluk veya matriliniyal sistem, bir toplulukta soyun ana tarafından, ana esaslı bir çizgi halinde geçmesini anlamına gelir. Babasoyluluktan farklı olarak, ailenin soyağacı (şecere) baba tarafına değil, annenin ailesine dayandırılır. Terim sık sık anaerkillik ile eşanlamlı olarak kullanılsa da, anasoyluluk ana tarafının egemen olduğu bir yapıyı gerektirmez.
Anasoyluluk, aile reisi öldüğünde mirasın nasıl paylaşılacağını belirlemede önemli rol oynar. Patriliniyal sistem baba soyunun hakimiyeti ve üstünlüğünü, matriliniyal sistem ana soyunun üstünlüğünü, bilateral sistem ise her iki tarafın eşit olarak pay almasını öngörür. Matriliniyal sistemde baba tarafının akrabaları, akraba olarak kabul edilmez.
-Anaerkil düzen, Kuzey Amerika'da ve Australya'da bazı kabilelerde görülür. Kuzey Amerika'daki anaerkil toplum düzeninde aile ve toplumu yöneten analıklar (matrone), başkanları seçerler; toprakların ve evlerin malikidirler. Yabancıları evlatlık alıp aileye dahil edebilirler, evlenmelere karar verirler. Savaşlarda esirlere nasıl muamelede bulunacağını onlar belirlerler. Erkeklerin kendi aralannda alacakları kararlan tasvip etmiyorlarsa bozabilirler. Gerektiğinde, bazılarını aileden çıkarabilirler.
Bu tür toplum düzeni bazı özellikleriyle bir kısım kabilelerde aynen görülmekte ise de, zaman içinde önemli değişikliklere uğramış bulunmaktadır.
-19. yy.'da bazı tarihçiler ve antropologlar tarafından ortaya atılan bu görüşe göre, anaerkillik, erkeğin üstün olduğu toplumsal örgütlenme biçiminden önce gelmekteydi. Anaerkil sistemde kadınlar, aileye ait olan malların mülkiyetine sahiptirler, yüksek dinsel görevler kadınlara aittir. Evlilik içinde karı ve koca, kadının ailesinin evinde yaşarlar. Siyasal iktidar kadın soyundan gelir, ancak bunu erkekler kullanır. Akrabalık ilişkileri de kadınlara dayanır. Örneğin kadının erkek kardeşi yani dayı, kız kardeşinin çocuklarının yetiştirilmesinde söz sahibidir. Kocanın, kendi ailesinin yanında yaşadığı ve karısını zaman zaman ziyaret ettiği durumlar da söz konusudur. Ailede adlar ve sanlar kadının babasından çocuklarına geçer. Aile içinde en yaşlı kadın, evde çok önemli bir rol oynar ve evdeki diğer kadınları yönetir.
Anaerkil toplumlardaki en önemli özelliklerden biri de kadınların konuştuğu dilin, erkeklerinkinden farklı olmasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder