10 Aralık 2017 Pazar

Tanrı dışarda değil..

DİN ve FELSEFEDE " BÜTÜNSELLİK"

Bütünsel düşünceye Tasavvuf felsefesinde ,Budizm,Taoizm,Hinduizm gibi Uzakdoğu dinlerinde rastlıyoruz.

Tasavvuf felsefesinde her şey birliğe yöneliktir.Alem,Tanrı ve Dünya bir bütünlük içinde ele alınır.Y.Z.İnan'ın Yunus Emre kitabında işaret ettiği gibi,"Tanrı başka bir alemde taht kurmuş ayrı bir kudret değil" yaşamın içinde ,insanın özündedir.


Ekolojinin bütünsellik fikrine, çoğu tasavvuf filozoflarından,Örneğin Yunus Emre'den paraleller bulmak çok kolay:

On sekiz bin âlemin cümlesi BİR içinde,
Kimse yok BİR'den ayrı, söylenir BİR içinde.

Cümle BİR onu BİR'ler, cümle ona giderler,
Cümle dil onu söyler, her BİR tebdil içinde.

Cümle göz onu gözler, kimse yok nişan verir,
Gören kim, gösteren kim? Kaldık müşkil içinde.

Kim gördü onu ayan, ne nakş-u ne hod nişan,
Söz "len terânî" dir Musa'ya Tur içinde.

Doksan bin Hak kelâmı, altmış bini hâs-u âm,
Otuz bini hâssül-hâs, otuz bin sır içinde.

Oldurur ol gizli söz, ârif söyler dün gündüz,
Hiç nişanı denmedi hûr-u kusur içinde.

Yunus sen diler isen, dostu görem der isen,
Ayandır görenlere, ol gönüller içinde.

Yunus'ta Dünya, İnsan ,Alem birliğinin kutsal ve tanrısal bir yanı vardır.

Ben bende seyreder iken, aceb sırra erdim ahî,
Bir siz dahî sizde görün, dostu ben de gördüm ahî.

Bende baktım, bende gördüm, benim ile bir olanı,
Sûretimde can olanı, kimdürür ben bildim ahî.

Tasavvuf felsefesinde yaşamı oluşturan çeşitli olaylar birbirini karşılıklı etkileyen ve birbiri içine son derece girift biçimde "örülmüş" birimler olarak görülür.Bu bakımdan Ekolojinin doğaya bakış açısıyla arasında benzerlikler vardır.

Doğa - İnsan birliğine uygulanabilecek düşüncelere Uzakdoğu felsefelerinde de rastlanır.

Doğadaki her şeyin birbiriyle ilişkisi ,bütünlüğü ve bölünmezliği ,Uzakdoğu dinlerinden pek çoğunun temel düşünceleri arasındadır.

Birlik kavramı, Sufizm'deki Vahdet-i Vücud gibi ,Hinduizm'd "Brahman" olarak, Budizm'de "Dharmakaya" olarak, Taoizm'de "Tao" olarak geçer.

M.S.III. yüzyılda Hindistan 'da yayılmış olan Mahayana Budizmi'nin inançlarına göre,Dünya "birbirini karşılıklı etkileyen ve birbiriyle ilişki içinde olan madde ve olayların ördükleri mükemmel bir ağ" olarak görülür.

Bu tanımla Ekolojideki Ekosistem fikri arasında büyük benzerlikler vardır.

Bu dinin Tibe'teki kolu olan Tantrik Budizm'de iç alemle dış alem birbirinie etkileyen parçacıklardan örülmüş bir birlik olarak düşünülür.Güncel bir örnek verelim: Çocukluğumuzda seyrettiğimiz pek çok Hint filminde kader hep "ağlarını örer"Bu düşünce Anadolu insanına da hiç yabancı değildir.

Çin yoluyla Japonya'ya geçen Budizm,13. yüzyldan sonra Japonlar tarafından benimsendi.Zen Budizmi olarak bilinen bu felsefede de,doğanın birliğinin bilincine varmak,başlıca amaçlardan biridir.Bu bilince varılması herhalde Türkçede "ermek" fikrinin karşılığıdır.

Japonya'dan Hindistan'a,Anadolu'dan Çin'e kadar çağlar boyu toplumlar arasında elbette fikir alış verişi olmuştur.

Buda nefsin esaretinden kurtulup birliğin bilincine varmayı,Nirvana'yı öneriyor.

Tasavvuf felsefesinde de nefsi altetmek,yüce idrake erişmek,"çiğken pişmek" ya da ermek fikirleri Nirvana'ya benzer.Bu noktaya varan kişi,Yunus'un deyimiyle "insan-ı kamil" olmuştur.

Halk içinde dirlik düzen
Dört kitabı doğru yazan
Ak üstüne kara dizen
Ol yazdığı Kur'an benem
.......

Yunus değil bunu diyen
Kendiliğidir söyleyen
Mutlak kâfir inanmayan
Evvel ahir zaman benem

Doğu felsefelerinde bütünsellik fikrine neden bu kadar sık rastlıyoruz?İndirgemeli yaklaşımın aksine, her şeyin aynı anda birbirinden etkilendiğini,birbirine örüldüğünü varsayıyor bu felsefeler.Bu fikre göre,tüm olayları birbirini izleyen yalın sebep-sonuç ilişkilerine bölmek ancak yanıltıcı sonuçlara götürür.Olaylar çok nedenlidir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder