16 Aralık 2017 Cumartesi

İçimizdeki ışığa yolculuk.

Evrenin Ortak Dili DMT

“Karanlıkta oturanlar gerçek (büyük) ışığı görürler” Hz.İsa

İnsanın sinir sistemi, bitkiler, hayvanlar ve daha fazlası DMT ile kaplı. 

Avatar filminde gezegenle iletişime geçen canlılar DMT'nin bu yönüne vurgu yapan öğelerdir. Aslında hepimiz bu iletişim donanımına sahibiz fakat bu donanımı bilinçli olarak kullanamıyoruz, yeti haline dönüştüremiyoruz.

DMT ancak aydınlanma ile gerçek işlevini kazanabilecek bir moleküldür.3 canlıda temel bir yapı olarak bulunan DMT ortak iletişimin kaynağıdır. İstisnasız tüm canlılarda DMT bulunur.

Parapsikolojinin ilgilendiği en baş konulardan biri ölüm ve ötesidir. DMT'yi bu alanda ve fizik ötesinde alanda inceleyecek ve açıklayacak olursak DMT sayesinde bir insan ölümü ve doğumu deneyimleyebilir, ölüm korkusunu yenebilir, insan hiç görmediği ve bilmediği alemlere(boyutlara) geçiş yaparak evreni keşfedebilir.

Bu durumu bir rüya gibi düşünün nasıl bir insan rüya esnasında hiç bilmediği ve görmediği yerlere gidip normal hayatta olmayacak psikozlar yaşabiliyorsa aynı şey dmt'yi bilinçi kullanarakta yaşanabilir.

Fakat bu bir rüya değildir tam aksine gerçeğin ta kendisidir. Rüya esnasında gördüğümüz insanlar, yerler, görüntüler,ve objeler 4. Boyuta geçişin bizlere sunduğu bir ikramıdır.

Ruhumuzu 3. Boyuttan sıyırıp 4. Boyuta götüren DMT bizleri gerçekliğin bir üst katmanına götürerek yaradana bir adım daha yaklaştırmaktadır.

Meditasyon, oruç, ilahi söylemek ya da başka herhangi bir teknik ile özden kaynaklanan DMT seviyesinde bir patlama oluşabilir. Bu da mistik ve ölüme yakın deneyimle bağlantılıdır.

DMT'nin vücudda doğal olarak sentezlenmesi 2. ana bölüme ayrılır, biri doğum anı diğeri ise ölüm anıdır. Normal de nefes aldığımız her an sentezlenir fakat bu çok küçük bir miktar.Koca okyanusun içnde tek bir su damlası gibi..

Sentezi arttırabilmek için beynimiz belirli bir nefes ritmine ihtiyaç duyar. Çünkü hayat insana aldığı nefes üzerinden akmaktadır. Bu ritimi de yakalaya bilmek hiç kolay değildir.

Maditasyon yaparak, oruç tutarak, ilahi söyleyerek ve belirli teknikler kullanılarak ritim bir miktar arttırılabilir. Amaç nefesi belirli bir düzene sokmaktır.

Gece uykuya daldığımızda nefesimiz yavaş yavaş azalarak bir ritim yakalar ve bu sayede DMT sentezini arttırarak yavaş yavaş rüyaya giriş yaparız. Sentezleme ne kadar yüksek ise algılayacağımız gerçeklik ve boyut da ayı doğrultuda artmaktadır.

Rüyalar bilincimiz kapalı olarak başlar. Eğer ki rüyadayken bilincinizi açmayı başarırsanız "gerçekler aleminize hoş geldiniz".

Korkularınızı(şeytanı) yenebilirseniz yaradanın bu büyük lütfundan bir parçada siz yiyebilirsiniz. Unutmayın burda kararları sadece siz vermiyorsunuz bir de geçmişimizin saklandığı bir bilinç altı faktörü mevcut.

Salgılanması rüyaların görüldüğü evreye denk gelir ve erowid`den de okuyabileceğiniz gibi etkilerinin arasında "change in perception of time" (zaman algısında değişim) vardır.

Ayrıca vücut dışı deneyimlerinin çoğu ya rüyadayken ya da ölüm sırasında (müdahaleyle dönebilenler tarafından) olduğu iddia edilir.

Beyin uyku dışında sadece ölüm ve doğum sırasında dmt salgılar.

"ışık görmek" yine hem içilen dmt sırasında hem de ölüm sırasında yaşanan bir durum. Öte yandan Hinduizm`de her çakra belli bir hormon bezinin olduğu bölgeye denk geldiği gibi üçüncü göz pineal bezin olduğu bölgeye denk gelir.

Yani nirvanaya en yakın nokta olan "tam görüş / yargısızlık" noktasına (bir görüşe göre) dmt salınımının kontrolüyle erişilebilir.

Meditasyonda DMT salgılayan Epifiz "Prana" olarak adlandırılır. prana tanrı'nın nefesidir, logos'tur. Pranic nefes alma teknikleri ile epifiz aktive edilir ve kişi bu sayede merkabah'a (lightbody) kavuşur. Kişi üçüncü boyuttan dördüncü ve beşinci boyutlara atlayabilir. Tabiri caizse bilinçsizlikten bilince, karanlık taraftan ışığa geçer.

Bu tam olarak Platon'un idealar veyahut Carl Gustav Jung'un arketip dediği kolektif zihindir. Aynı zamanda Sigmund Freud'un bilinçaltına dayanan psikanalitik görüşüne de ivme kazandırmıştır.

Yine iddialara göre Prana, Metatron'un dalga boyudur. Bilindiği üzere okült felsefede yhwh metatron'un avatarıdır. Kutsal geometride metatron's cube olarak bilinen 13 daireli hexagonal şekil, kabala'da tree of life denen şekilden çıkarılır ve Talmud'a göre Adem cennetten düştüğünde yitirdiği olağanüstü yetenekleri ve beraberinde kayıp hafızayı temsil eder.Kutsal kitaplarda Ezekiel'ın gökten inen kutsal, ruhani bir varlığı tanımlamak için kullandığı wheels within wheels kavramı tam olarak budur aslında.

Epifiz, geceleri pinoline, melatonin ve dmt adı verilen güçlü bir halüsinojen madde salgılar. özellikle dmt ile lsd'nin etkileri neredeyse benzerdir. uyku ile uyanıklık arasındayken içinde bulunduğunuz odayı 360 derece görebiliyorsanız veyahut gözünüz kapalıyken bunu hayal edebiliyorsanız epifiz yani üçüncü gözünüz açılmaya başlamış demektir.

Epifizin işlevi sodium fluoride tarafından engellenmektedir ve sodium fluoride Amerika'da kola, su gibi en fazla tüketilen içeceklerin içine yoğun miktarda katılmaktadır.

Yine iddiaya göre sodium fluoride ilk kez Naziler tarafından insanlar üzerinde kullanılmıştır. global bir komplo teorisine göre bu yüzden insanlık bilinçli bir manipülasyona tabi tutulduğundan dolayı third eye blind denen durumdan müzdariptir.

phalaris arundinacea / yem kanyaşı,
psychotria viridis / chacruna
phalaris spp. / kuş otu,
acacia spp. / akasya (maidenii; obtusifolia; phlebophylla),
arundo donax / kargı kamışı
anadenanthera spp,
virola spp,
diplopterys cabrerana,
mimosa tenuiflora / tepescohuite ağacı,
ve desmanthus illinoiensis

bitkilerinde DMT bol miktarda bulunmaktadır.*

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder