BAĞIRSAKLAR PSİKOLOJİMİZİ YÖNETİYOR!
Anormal, hasarlı ve geçirgen bağırsak florası nedeniyle; toksinler, ağır metaller, katkı maddeleri, iyi sindirilemeyen besinler, bağırsak duvarından kana ve kan yoluyla beyne gider.
Bu yüzden toksinlenen beyin; otistik, şizofrenik, epilepsik, depresif, hiperaktif, disleksik, manik vb. semptomlar gösterir.
"GAPS’lı (Bağırsak ve Psikoloji Sendromlu) çocuk ve yetişkinlerde, bazen çok şiddetli şekillerde sindirim problemleri vardır. Çeşitli derecelerde kolik, şişkinlik, gaz, ishal, kabızlık, yemek yeme güçlükleri ve yetersiz beslenme; otizm, şizofreni ve diğer GAPS hastalıklarının tipik birer parçasıdır. Aynı şekilde GAPS’lı çocuğunun normal dışkı yaptığını söyleyen ebeveyn neredeyse yoktur. Yüzlerce otistik çocukla çalışan Dr.Wakefield ve ekibinin bulguları yanısıra, dünya genelinde klinik gözlemleriyle otistik çocuklarda şiddeti kişiye göre değişen sindirim bozuklukları olduğunu destekleyen pek çok doktor var.
Şizofreniyi, çölyak gibi sindirim anormallikleriyle ilişkilendiren doktor ve bilim insanları; ""şizofrenide de bir bağırsak-beyin bağlantısı olduğunu"" çok ciddi bilimsel bulgularla kanıtladılar.
Otizm ve şizofreni dışında; DEHB, disleksi, dispraksi, epilepsi, bipolar bozukluk gibi neredeyse bütün GAPS hastalarının da farklı derecelerde sindirim problemleri yaşadığı biliniyor. Soru şu: Neden GAPS’lı çocuk ve yetişkinlerin sindirim sistemi bu durumda? Bunun, akıl sağlıklarıyla ne ilgisi var?
Modern tıp, biz insanları farklı sistemlere ve alanlara böldü: kardiyovasküler sistem, sindirim sistemi, sinir sistemi, vb. Bu bölümlere göre her biri insan vücudunun belirli parçalarıyla ilgilenen farklı tıp uzmanlıkları yaratıldı: kardiyoloji, gastroenteroloji, jinekoloji, nöroloji, psikiyatri, vb. Böyle olmasının bir sebebi var. Yıllar içinde tıp bilimiyle ilgili biriken devasa miktarda bilgi var. Dünyada hiçbir doktor hepsini detaylarıyla bilemez. Uzmanlaşmak doktorların belirli bir ilgi alanına odaklanmasını, o alana iyice hâkim olup konularında ustalaşmalarını sağlar.
Ancak doktorlar, uzmanlıklara ayrılarak çalışılmaya başladığından beri bir sorunun farkındalar. Bir alanda uzmanlaşan doktorlar, en iyi bildikleri organları incelemeye eğilimli oluyor, vücudun geri kalanını göz ardı ediyorlar. Her organın vücudun geri kalanıyla birlikte var olduğu ve işbirliği içinde çalıştığı unutuluyor. Her bir sistemin, organın, dokunun ve hatta hücrenin diğerine bağlı olduğu, birbirini etkilediği ve birbiriyle iletişim kurduğu vücudumuz bir bütün olarak yaşar ve çalışır. Hiçbir organ, vücudun geri kalanını hesaba katmadan bırakın tedavi edilmeyi, muayene bile edilmemelidir.
Tıbbın özellikle bir alanı, ilgili organı vücudun geri kalanından ayırarak inceler. Bu alan, psikiyatridir. Akıl sağlığıyla ilgili sorunlar; genetik, çocukluk deneyimleri, psikolojik etkilenimler gibi pek çok açıdan incelenir. Hesaba katılacak son yer hastanın sindirim sistemidir. Modern psikiyatri sindirim sistemini hiç hesaba katmaz. Oysa tıp tarihinde, psikiyatrik hastalıkların sadece bağırsağın “temizlenmesiyle” iyileştirildiğine dair yeterince örnek bulunuyor.
PSİKİYATRİ HASTALARININ SİNDİRİM SORUNLARI MUTLAKA VARDIR
Psikiyatri hastalarının büyük çoğunluğu sindirim sorunları da yaşar; ancak bunlar genellikle doktorlar tarafından göz ardı edilir. Bağırsak-beyin ilişkisi, çoğu günümüz doktorunun nedense anlayamadığı bir ilişkidir. Milyonlarca antidepresan, uyku hapı ve hastaların beyinlerine etki etmesi için sindirim sistemlerine aldıkları daha bir sürü ilaç reçete etmelerine rağmen, sindirim sistemi ve beyin arasındaki bağlantıyı hala göremiyorlar. Alkolün beynimizi nasıl etkilediğini herkes bilir. Alkollü içecekleri nasıl tüketiriz? Elbette içerek ve sindirim sistemimize göndererek. Ama beyinlerimizi etkileyen toksik maddeleri tüketmemiz gerekmez. Sindirim sistemimizde bazı mikropların bulunması, kendi vücudumuzda sürekli bir toksisite kaynağına sahip olmamız için yeterlidir.
GAPS’lı bir kişinin sindirim sistemi, vücudun ana toksisite kaynağı haline gelir. GAPS’lı çocuk ve yetişkinlerin anormal bağırsak floraları, bilinmeyen sayıda çeşitli nörotoksinler üretir. Bu toksinler hasarlı bağırsak duvarından kana geçerler ve böylece beyne ulaşırlar. Hangi toksinlerin bir araya geldiği kişiye özeldir. Bu yüzden her GAPS hastası birbirinden çok farklıdır. Söylediğim gibi, anormal floranın ürettiği toksinlerin sayısı bilinemez. Yine de GAPS’lı çocuklarda ve yetişkinlerde yaygın olarak görülen bazı nörotoksinler hakkında elle tutulur bir bilgiye sahibiz. Bu toksinler herhangi bir kişiyi akıl hastası yapabilir. Geçen bölümde bazılarına göz atmıştık. Ne yazık ki incelenecek daha çok hastalık var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder