Sırf dini açıdan ele alınacak bir örnek verilecek olursa:İngiltere'nin büyük katedralları [büyük baş kiliseleri] Durham, Chester, Lincoln, Wells, Winchester ve Canterbury aralarında bir çift üçgen, heksagram [altı köşeli yıldız] oluşturmaktadır. Ama bu merkezler çok eskidir ve Hıristiyan öncesi dönemlerde pagan mabetlerin yerleriydi. Bunların etkilerini yeniden ulaşmak için eski isimlerini veya bu isimlerin anlamını çıkarmak gerekir. Böyle farklı merkezler temelde aynı etkiyi yayamaz, ancak olası olarak sadece Hıristiyan etkilere açık olup bu seviyeden daha derine inemeyenler sadece bu belirli titreşimle temas kurabilir.
Mineral ve metal alemi, dünyanın en eski ve en yoğunudur ve muhakkak ki birçok sır saklamalıdır. Eğer bunların bilinciyle temas kurabilirsek insanlığa büyük yarar getirebilir.
Kadim Druidlerin gezegensel ve fiziksel madde arasındaki bağlantıyı bildikleri taş çemberlerinden bellidir. İngiltere'nin güneyinde Silbury Hill tepesini dünya olarak ele aldığımızda gezegenlerin yörüngeleri doğru olarak saptadıklarını görürüz. Venüs'ün yörüngesi Wintbourne Basset'teki taşlarlardan oluşan çember olup, Güneş ve Ay tapınakları tepenin tam kuzeyindedir ve güneşin yörüngesi çevrelemektedir. Mars'ın yörüngesi Marsden'dedir; Merkür'ün yörüngesi Walken Hill tepesindedir; Jüpiter'in ki de Casterly Camp'te ve Satürn'ün ki de Stonhenge'dedir. Ayrıca İrlanda'nın yedi kilisesi; Stowting, Kent'teki beş kilise (gelenekler iki ek merkezden söz eder) ve daha birçok vardır. Bunların hepsi eski pagan mabetleriydi.
San Augustine 597 yıllında Papa Gregory'e yazıp çok sayıda pagan tapınaklar konusunda ne yapılması gerektiğini sorduğunda, aldığı yanıt şöyleydi: "Mümkünse bunları kullanmak gerekir, çünkü insanlar alıştığı yerlere daha sık gelirler."
İngiltere Birleşik Krallığın her tarafında böyle yerler vardır, çünkü Drüidler hiçbir şeyi bilgisiz inşa etmezler ve Lewis Spence'in eseri "İngiltere Gizemleri" ("Mysteries of Britain) eserinde kanıtları verilen Druidlerin kadim bilgeliğini tekrar ortaya çıkarmak için gayret sarf edileceğini umarız.
Geçmiş, Şimdi ve Geleceğin sırları açıklanmaya beklediği dünya bilinçaltısı ile kontak kurabilmenin yöntemlerinin bulunduklarına ikna edilmiş bulunuyorum. Druidlerin eğitimleri uzun ve zor olduğu kesindir, zira hem bir inisiye, hem de inisiyatör olan bir öğretmenle çalışma şansına sahip herhangi biri, düzenli bir çalışmanın insanın potansiyel güçlerini ortaya çıkaracağını çok iyi bilmektedir. Ancak eminim ki sadece öğretmen değil, aynı zamanda zaman ve mekanı da hesaba alınmaktaydı.
Bu harika dünyanın sanki bir parçası değil, ayrı birer yaratıkmışız gibi davranmaktayız. Oysa biz dünyayız ve içimizde her parçasını taşımaktayız, dolayısıyla onunla ilgili her şey tarafından etkilenmemiz gerekir. Taş ve metal kütlelerinin manyetik özellikleri, hayvan ve bitkilerin yaşam güçleri, hepsinin rolleri vardır, ama aklımızın bize yardımcı olmasını sağlayabilir miyiz? Beklentilerimizin ötesinde sonuçlar elde edebileceğimiz konusunda eminim.
Eski majisyenler, Druidler ve sonradan Gül Haçlılar gibi başkalarıyla işbirlik yaparak güçlü topluluklar kurmadıkları sürece, yalnız çalışmaları gerekirdi, çünkü az çok toplumdışı olarak görülürlerdi.
Modern majisyenler uzmanlaşmıştır, örneğin teknisyenler, doktorlar ve çeşitli bilim adamları. Bütün bunlar eğitimli okültistlerdir ve Üstatlık yolunda çok iyi ilerlemişlerdir. Bir bütünün parçaları konusunda çok etkin ve iyi eğitilmiş uzmanlardır. Bir araya getirildiğinde yaşadığımız dünya hakkında bilgi ediniriz, çünkü onlar sıradan insanın ötesinde bir şuur genişliğine ulaşmıştır ve eğitimleri kadim hemcinsleri kadar zor veya daha zor olmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder