“Tanrı merkezi heryerde, dış yüzeyi hiçbir yerde olan bir dairedir”. Hermes Trismegistus
Sonsuzluğun bir diğer şeklide dairedir.Yani başlangıç ve son..Daire, bütün şekillerin kendisinden çıktığı en mükemmel geometrik form, çoğu tradisyonda yeri olan evrensel bir semboldür. Yuvarlak form en doğal şekil olduğu için kutsaldır, kendi kendini kontrol edenin, yüksek benliğin, tezahür etmemiş olanın, sonsuz olanın, ebediyetin, zamanı kuşatan mekanın ve aynı zamanda da başlangıcı ve sonu olmadığı için zamansızlığın, aşağısı ve yukarısı olmadığından dolayı aynı zamanda mekansızlığın da sembolüdür. Daire göksel birliği temsil eder, güneş sikluslarını, bütün sikluslara ait hareketi, dinamizmi, sonsuz hareketi, tamamlanmayı, içindeki potansiyelini açığa çıkarmayı, Tanrı’yı temsil eder.
(Piero di Puccio’nun 1400 yılında Campo Santo Pisa’da daireyi freskinde astrolojik bir şemanın temeli olarak göstermesinin ardından üretilmiş bir gravür. Dokuz dış daire gezegen dairelerini çevreleyen meleğin dokuz emrini temsil ediyor, merkezde ise elemental dünya bulunuyor. Tüm kozmos Tanrı’nın ellerinde)
Daire, kullanımı en önemli ve en yaygın olan bir geometrik semboldür, formu da güneşin ve ayın bizim görebildiğimiz formlarıyla aynıdır. Platoncuların ve Yeni Platoncuların teorik felsefelerine göre de daire en yüksek, en mükemmel formdur; dolayısıyla bütünün, birliğin, gerçek mükemmelliğin temsilcisi, evrensel bir semboldür. Platon sembolizminde daire aynı zamanda hareketsiz ebediliğin hareketli imajıdır. Bilindiği gibi dairenin başı ve sonu yoktur.
Açılmış gül sırra ulasan insanı yani Insan-ı Kamili sembolize etmektedir.
Bazı çiçekler, özellikle de lotus çiçeği, zambak ve gül, daire ile ilişkilidir ve onun anlamının çoğunu paylaşırlar.
Daire sembolünün zaman zaman gökyüzünü, mükemmelliği ve bazen de ebediyeti sembolize ettiği görülmektedir. Gökkubbe, merkezi olan bir daire olarak tasvir edilir ve bu, astronomların geleneksel güneş sembolü, aynı zamanda simyacı için de güneş metali olarak kabul edilen altının sembolüdür. Daire kötü ruhlara karşı korunmayı sağlar.
Beyaz daire enerjiyi ve göksel etkileri, siyah kare ise dünyasal etkileri temsil eder. Düalizmdeki saklı etkileşim ünlü yin-yang ile gösterilir. Yin-Yang’ın gösteriminde beyaz dairenin içinde siyah bir nokta, siyah dairenin içinde ise beyaz bir nokta bulunur. Bu noktalar, erilin içinde her zaman dişile ait bir şeyler olduğunu, dişilin içinde de erile ait bir şeylerin her zaman olduğunu göstermektedir. S şeklindeki çizgi ise iletişimin hareketinin sembolüdür ve tıpkı swastika gibi dönme düşüncesine işaret eder, dolayısıyla da sembole bütünleyici ve dinamik bir karakter kazandırır. Polarite Yasası özellikle de bu iki kutuplu sembolden bir dizi sorgulanmayacak değerde prensip çıkarmış olan Çinli filozoflar arasında çok sayıda düşünce üretilmesine neden olmuştur. Bu prensipler şunlardır:
a) Evrende yayılan enerji miktarı sabittir
b) Bu enerji iki eşit miktarda enerjinin toplamından oluşur, biri pozitif ve tür olarak aktif, diğeri ise negatif ve pasif.
c) Kozmik fenomenin doğası, yaratılışında var olan enerjinin bu iki türünün değişen oranlarıyla karakterize edilir. Örneğin yılın oniki ayında Yang’ın ve Yin’in altı kısmından çekilen ve değişen oranlarda ancak belirli bir miktar enerji vardır. Burada aynı zamanda daire ile herşeyin sembolü olan kürenin arasındaki ilişkiye dikkati çekmek gerekir.
Dairenin alt yarısı aşağı suları, üst yarısı ise Yüksek Suları ve gökkuşağını temsil eder. Birlikte bir bütünü, Kozmik Yumurtayı oluştururlar ve bir tezahür siklusunun tamamlanmasını gerçekleştirirler.
Daire çok sık olarak güneşle özdeşleştirilir, özellikle de etrafı ışınlarla çevriliyse. Güneş olarak o eril güçtür, ama ruh veya psişe ve etrafı kuşatan sular olduğunda o dişi, annelikle ilgili bir semboldür. Dairesel veya sonsuz olan aynı zamanda da “sınır”, olan düz, eril, babalıkla ilgili, yaratıcı güçle ilgili olanın aksine dişil olanı ve aynı zamanda Değerli İnci’yi ifade eder. Daire merkezinde 1 ve çevresinde 9 olan on sayısı ile sembolize edilir ki bu yanıyla çokluktan birliğe dönüşü temsil eder.
Daire ve Devresellik
Dairesel ve küresel olma hali zamanın ve mekanın ortadan kalkmasıdır, dolayısıyla daire aynı zamanda devreselliği de temsil eder. Daire zaman zaman çemberle eşanlamlı olarak kullanılır ve çember de dairesel hareketle eşanlamlı tutulur. Dairesel harekette periyodik bir hareket, süreklilik sözkonusudur. Kozmik cisimlerin eliptik yörüngeleri çeşitli çaplardaki daire yaylarından oluştuğu için daire kozmik dolanım hareketlerinin genel ifade biçimidir. Grekçe’de kurt ve şahin anlamına gelen kirkos sözcüğü çember anlamına gelirdi ve bu sözcük Latince’de periyodik devre anlamına gelen circus kelimesine dönüşmüştür. Sonu olmayan hareketin, devriliğin sembolü olması nedeniyle kuyruğunu ısıran yılan ve Budizm’deki yaşam çarkı ile de ilişkilendirilir. Daha çok Doğu Tradisyonlarında reenkarnasyonu ve biten ve yeniden başlayan devreleri simgeleyen sembollerden biridir.
Daire ve Kare İlişkisi
Daire, göçebe çadırlarının ve kamplarının oluşumudur, bu, evlerin, arazilerin, kırsal kentlerin ve yerleşik hayata ait insanların “kare” oluşumlarının tam tersine dinamizmi ve sınırsız hareketi temsil eder. Dairenin sembolik olarak tersi karedir, kare cismani dünya ve maddi olanla ilişkilendirilir. Daire Tanrı’yı ve Gökyüzü’nü temsil eder, kare ise insanı ve dünyayı. Bildik bir sembol olan “daireyi kareleştirme” eylemi, mevcut kare ile eşit boyda bir daire oluşturmak ve böylelikle insanın çabalayarak kendi maddesini Tanrılaştırma yolunda dönüştürme amacını ifade eder, bu aynı zamanda kendini ilahileştirme çabasıdır. Daireyi kareleştirmek bir başka ifadeyle gökyüzünün küresel formunun dünyanın dörtgensel formuna dönüştürülerek kutsal bir bina, tapınak ya da kilise olarak tezahür ettirilmesi, böylelikle gökyüzünün dünyaya indirilmesidir. Bu aynı zamanda dört elementin birleştirilerek birlikteki ilksel sadeliğe geri dönülmesidir. Daire aynı zamanda dünyanın hareketsiz karesinin etrafında dönen gökyüzünü sembolize eder.
Daire kare ile birlikte gökyüzünü ve dünyayı, bunların bütünleşmesini temsil eder. Sekizgen, daireyi kareleştirmede yolun yarı aşamasıdır. Çin’de daire gökyüzü olurken kare dünyadır, merkezinde kare olan daire gökyüzü ile yeryüzünün birleşmesini, yin ve yang’ı ve buna paralel olarak da mükemmel insanı temsil eder. Jung’un gözlemlediği gibi, kare, insanın içsel birliğe ya da mükemmelliğe ulaşmamış, çoğulcu halini temsil ederken daire Birliğin bu nihai haline tekabül edecektir. Dairenin kareleştirilmesine ait geometrideki bu çözülmez problem, yani insanın tanrılaşma yolunda değişim çabası ilahi mükemmellik için çabalayan insana yönelik bir Rönesans alegorisi olarak sıkça kullanılmıştır, bu problem aynı zamanda simyada da büyük öneme sahipti. Kabala da daireden ve kareden bahsetmekte, karenin içindeki bir daire bir maddi zarfın içindeki İlahi Kıvılcım olarak ifade edilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder