8 Şubat 2018 Perşembe

---2---

Acı dizinizdedir, masada değil.

Mistikler binlerce yıldır gerçeğin “iyi” olduğunu, “kötü” olamayacağını anlatmaya çalışırlar. Sorun, gerçeklikte değildir. Sorunlar sadece insanın zihnindedir, daha doğrusu uykudaki insanın zihninde.

Üçüncü adım: Kendinizi asla o duyguyla (olumsuzluk) tanımlamayın. Bunun “Ben”le bir ilgisi yoktur.

Benliğinizi o duyguyla açıklamayın. Eğer söylemek istiyorsanız, tamam, sıkıntı oradadır. Fakat “Ben sıkıntılıyım.” demeyin. Kendinizi duygunuzla açıklıyorsunuz. Bu sizin yanılsamanız; bu sizin hatanız. Geçecektir. Her şey geçer, her şey. Depresyonlarınızın ve heyecanlarınızın, mutluluğunuzla bir ilgisi yoktur. Onlar sarkacın salınımlarıdır. Sarkaç bir uçtan diğer uca salınır. Salınıma hazır olun. Hiçbir olay, negatif bir duyguyu haklı çıkarmaz. Dünyada negatif bir duyguyu haklı çıkaracak hiç bir koşul olamaz. Mistiklerin çağlar boyunca bize anlatmaya çalıştıkları şey budur. Fakat kimse dinlemiyor. Negatif duygu sizin içinizdedir. Mutluluğu elde etmek için ekstradan bir şey yapmanız gerekmez. Meister Eckhart’ın da söylediği gibi, “Tanrı’ya ruhunuzdakilere bir şeyler ekleyerek değil, ruhunuzdakilerden bir şeyler çıkararak ulaşırsınız. Özgür olmak için bir şeyleri bırakırsınız. Böylece özgür kalırsınız.

Dördüncü adım: Olan biteni nasıl değiştirirsiniz? Kendinizi nasıl değiştirirsiniz? Bu noktada anlamanız gereken birçok şey ya da birçok şekilde ifade edilen bir tek şey vardır. Doktora gidip şikayetini anlatan bir hasta düşünün. Doktor, “Çok iyi, hastalığınızın belirtilerini anladım. Şimdi ne yapacağım biliyor musunuz? Komşunuza bir ilaç yazacağım!” der. Hasta, “Çok teşekkür ederim doktor, artık kendimi daha iyi hissediyorum.” diye cevaplar. Saçma değil mi? Ama bu hepimizin yaptığı şey. Uykuda olan kişi, bir başkası değiştiğinde kendisini daha iyi hissedeceğini sanır. Acı çekiyorsunuz, çünkü uykudasınız ve şöyle düşünüyorsunuz, “Birisi değişse yaşam ne kadar harika olurdu; örneğin komşum, eşim, çocuklarım, arkadaşlarım, patronum değişse, yaşam ne kadar harika olurdu!” Sürekli başkalarının değişmesini istiyoruz ve böylece kendimizi daha iyi hissedeceğimizi düşünüyoruz. Peki eşiniz ya da arkadaşınız değişse bile bu sizi nasıl etkiler? Yine eskisi kadar çabuk inciniyorsunuz, yine eskisi kadar şaşkınsınız, yine eskisi kadar uykudasınız. Değişmesi gereken sizsiniz. “Kendimi iyi hissediyorum çünkü dünya iyi.” demekte ısrar ediyorsunuz. Yanlış! Dünya iyi çünkü ben kendimi iyi hissediyorum. Bilgelerin, mistiklerin asırlardır sözünü ettikleri işte budur.    


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder