"Anadolu Aleviliği sözlü geleneğinde çokça anlatılan menkıbelerden biri, Hacı Bektaş-ı Veli ile Hacı Tuğrul erenler arasında geçer. Hacı Bektaş-ı Veli, Suriye üzerinden Anadolu’ya girdiğinde “Hû Erenler!” diye bir nida eyler. O sırada aynı meydanda olan erenler arasında bir tek bu selamı duyan Kadıncık Ana’dır ve selama karşılık vermiştir. Meydanda bulunan diğer erler, “Kimin selamını aldın, biz duymadık selam vereni?” derler. Kadıncık Ana da Suriye tarafından bir erin Anadolu’ya girdiğini söyler. Bunun üzerine Anadolu’ya gözcülük etmekle görevli Karaca Ahmet Sultan, mana gözü ile Anadolu’yu bir baştan bir başa gözetlese de yabancı bir güvencinden başka bir canlı göremez. Bu hali erenlere bildirince, Hacı Tuğrul, “Erenler, bir varalım hele kimdir?” deyip şahin donuna bürünür. Güvercini bulup tam üzerine varacakken güvercin yere iner. Ne var ki şahin olan Hacı Tuğrul, güvercini tam kapacakken, güvercin bir er olup şahini boğazından yakalar. Hacı Tuğrul, tekrar adem donuna bürününce Hacı Bektaş-ı Veli sorar: “Hey erenler, sizin usulünüzde mazluma zalim gibi mi yaklaşılır?” Hacı Tuğrul, bu kimsenin büyük bir er olduğuna kanaat getirip af diler. Hünkar’a sorduklarında neden güvercin olarak geldiğini sorduklarında, “Daha mazlum bir canlı aklımıza gelse o donda gelirdik” buyurur."
"Şamanizmin kökeniyle ilgili efsanelerde kartal, Tanrıların ulağı olarak kabul edilir. Agapitov ve Changalov’un naklettikleri bir efsaneye göre, kötü ruhlar insanların başına belaları musallat edene kadar, dünyada hastalık ve ölüm yoktur. Bunu gören Tanrılar, insanlara yardım etmesi için kartalı yeryüzüne yollarlar ama insanlar kendilerini korumak için gelen kartalın ne dilini ne de geliş maksadını anlamadılar ve bu nedenle kartal çaresizce gökyüzüne geri döner. Tanrılar, bu sefer kartala yeryüzünde karşılaştığı ilk insanı şamanlık yetenekleriyle donatma vazifesi vererek geri gönderirler. Kartal yeryüzüne tekrar geldiğinde, bir ağacın altında uyuyan bir kadınla karşılaşır. Kadın, eşinden ayrı yaşamaktadır ve kartal bu kadınla ilişkiye girer, kadın hamile kalır. Daha sonra kocasına geri dönen kadın, bir süre sonra bir erkek çocuğu doğurur ve bu çocuk, dünyadaki ilk şaman olur. Aynı efsanenin bir başka anlatım biçimine göre de kartalla karşılaştıktan sonra kadın, ruhları görebilmeye başlar ve ilk şaman olur.”
"Şaman adayı, bitkilere ve hayvanlara can veren çok güçlü doğaüstü "anaları" insan kılığında görür."
Kaynak: Michel Perrin
Not:
Bizler madde boyutunda olduğumuz için diğer boyutların/ruhlar aleminin veya sübtil alemin varlıklarını ister rüyamızda ister gündüz düşlerinde vizyonlarında; melek, insan, eren, evliya, dede, peygamber, bitki, ruh, ışık, enerji, hayvan, peri vb. şekillerde görebiliriz.
Gerçek formlarını ancak zihnimiz boşaldığında görebiliriz. Güvercin ve kartal donunda görülen erenlerin hikayesi de buna çok güzel bir örnektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder