İnsanı ayakta tutan sır dolu dizilmiş yaşam; omurga..
Sin, insan, kul, muhammed anlamlarına gelir. İnsan 33 omuga kemiğinden oluşur. Beşinci lumbara ne geliyor, acaba... Tek tek bakarlım.
Birinci elbetteli ATLAS kemiğimiz. 33üncü dev kuyruk sokumu...EG
YÂ-SÎN SÛRESİ (1-33)-(TevhidiKuranMeali)
1- Ey kendindeki özü anlayan!
2- Tüm kâinat kitabına hâkim olanı anlayan.
3- Muhakkak ki sen, elbette hakikatleri anlatmak için açığa çıktın.
4- Dosdoğru hakkın yolu üzeresin.
5- Açığa çıkan her varlık; tüm değerlerin yüce sahibindendir, tüm varlığı özünden varedendendir.
6- Ataları tarafından hakikatler hakkında uyarılmamış, bundan dolayı bir gaflet içinde olan kimselere, hakikatleri açıklayıp uyarma içinde ol.
7- Doğrusu onların çoğuna hakikatler tarif edildi. Fakat onlar inanmadılar.
8- Muhakkak ki Biz onlara tüm varlıktan hakikatleri sunduk. Ancak onlar kendi benliklerine bağlı kaldılar, hakikatlere yönelmediler, böylece onlar gözlerini hakikatlere kapattılar, asi davrandılar.
9- Hakikatleri sunduğumuz halde, onlar geçmişlerindeki engelleyici olan o cehalet bilişlerini önlerine engelleyici olarak koydular, sonra da onlar Bizi anlamaktan uzaklaştılar, böylece bakıp ta göremediler.
10- O halde olanlara hakikatleri açıklayıp uyarsan da ya da uyarmasan da bir şey değişmez, onlar inanmazlar.
11- Sen sadece hakikatleri anlamaya tâbi olan ve görünmeyen bilinmeyen âlemin sahibi olan Rahmana karşı saygılı olan kimseye, hakikatleri açıklayıp uyarabilirsin. İşte böylece o, hakikatlerin sevinci içindedir, temizlenmenin ve yüce bir karşılığın içindedir.
12- Muhakkak ki Biz nutfeden hayat vereniz. Nutfede ne yazılı ise aşama aşama ortaya çıkar ve onlar izler bırakır. Bütün her şeyi gelecekte yol göstermek için apaçık kaydederiz.
13- Onlara köy sahiplerinin meselesini anlat: Hani onlara hakikatleri anlatan kimseler gelmişti.
14- İkisi onlara hakikatlerimizi sundu. Fakat onları yalanladılar. Sonra da üçüncüsü Bizi daha güçlü delillerle anlattı. Onlar: Biz size hakikatleri açıklamak için ortaya çıktık, dediler.
15- Dediler ki: Siz sadece bizim gibi bir beşerden başka bir şey değilsiniz ve Rahmandan bir şey de indirmediniz. Sizler ancak yalan söylüyorsunuz.
16- 17- İlmin sahibi olan Rabbimizdir, biz sizlere elbette hakikatleri anlatmak için açığa çıktık ve bizim sorumluluğumuz apaçık tebliğ etmekten başka bir şey değildir, dediler.
18- Dediler ki: Biz sizler yüzünden uğursuzluğa uğradık, eğer vazgeçmezseniz elbette biz, sizi kovar uzaklaştırırız ve elbette bizden sizlere acı sıkıntılar dokunur.
19- Sizin uğursuzluğunuz sizin kendinizdendir, hakikatler size hatırlatıldığı halde, bilakis siz haddi aşan kimselersiniz, dediler.
20- Ve şehrin uzak bir yerinden bilgili biri koşarak geldi. Dedi ki: Ey kavmim! Hakikatleri anlatmak için açığa çıkanların anlattıklarına uyun.
21- Siz, hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun. İşte onlar sizi hakikatlere yönlendiriyor.
22- Ki O beni yaratana karşı kulluk şuurumdan neden uzaklaşayım ve aslımız olan O’na döneceğiz.
23- Benim isteğim O’nun rahmetidir. Ben O’nu bırakıp ilahlar edinmem. Bir müşkilim olsa onlar gideremez, hiçbir şeye şefaatleri de olmaz ve bizi kurtuluşa da ulaştıramazlar.
24- Aksi durumda ben apaçık hakikatleri bırakıp, kendi cehaletine sapanlardan olurum.
25- Sizi de vücudlandıran O’dur, ben O’na iman ettim. Artık beni dinleyin.
26- 27- Ona: Huzura dahil olanlardansın, denildi. Dedi ki: Keşke kavmim de hakikatleri bilseydi, Rabbimin mağfiret sahibi olduğunu ve bizi sıfatlarıyla donattığını anlasalardı.
28- O kavmin üzerine hakikatlerden başka bir şey sunmadık. Sonra tüm varlığın bir Ulvîyet taşıdığını bildirdik ve başka bir şey de sunmadık.
29- Doğrusu onlara tüm varlıktaki birliği gösteren o kudretli ses sunuldu. Fakat onlar o hakikati anlamada ölü gibi pasif davrandılar.
30- Kulluk hakikatini anlayamayıp kendilerini ayrılığa düşürenlere; hakikati anlatan biri onlara gelmesin ki, onlar sadece onunla alay ederlerdi.
31- Onlardan önceki nice nesillerden de, Bizi anlayamayıp helak olup gidenleri görmediler mi? Doğrusu artık onlar da onlar gibi hakikatleri bırakıp dönmesinler.
32- Şüphesiz onların hepsi, varolan her şeyin Bizim birliğimizi gösterdiğini bilemediler.
33- Yeryüzü onlar için bir ayettir. Biz orada nutfelerden hayat vereniz ve ondan bitkiler, daneler çıkartırız. Böylece onlardan beslenirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder