16 Ocak 2018 Salı

Birileri bizi yeniden kodluyor mu..

VİRÜSLER Beynimizi mi Kemiriyor!...Birileri zihin kodlarımızla mı oynuyor?...

Yapılan araştırmalardaki yeni bulgular, MUTLULUĞA, DEPRESYONA hatta 
AKIL HASTALIKLARINA bile virüslerin yol açabileceğini gösteriyor.

Birçok viral enfeksiyonda zihin bulanıklığının sıradan bir sorun olduğunu hepimiz biliriz.

Perifer sinir sistemi ,Merkezi sinir sisteminin (MSS) algılama ve uygulama organı diye tanımlanabilir.Tüm vücuda dağılmış çok sayıda sinirden oluşur. Sinir sistemine özel ilgisi olan veya sinir sistemi hastalıklarına yol açan nörotropik virüslerce enfekte edilir.

VC17 virüsü kapan kişi mide ve sinir sistemi mutasyonunda birçok evreyle karşılaşır.4. evre olan duygusal evrede tüm duyguların etkisi artmaya başlar..Sinirlenebileceği bir konuya normal halinden çok fazla tepki gösterebilir.

Yosun virüsü olarak bilinen ve genelde yosunlu sularda görülen virüs, sağlıklı insanlarda da tespit edildi. Johns Hopkins ve Nebraska Üniversitesi’nden araştırmacılar boğaz mikropları üzerinde çalışırken şans eseri bu virüsü buldu. atcv-1 adı verilen virüs, incelenen 92 hastanın 40'ında tespit edildi. 

Virüsün beyindeki genleri değiştirdiği ve virüsü taşıyanların taşımayanlara oranla yapılan testlerde kötü sonuçlar verdiği ortaya çıktı. 

Virüsü taşıyanlarda hafıza, duygu ve mutluluk hissini etkileyen yaşamsal önemdeki dopamin hormonunun etkilendiği belirlendi. Araştırmada ortaya çıkan bir başka sonuç da bu virüsün sadece deniz veya havuzlardan bulaşmadığı. Uzmanlar, insanoğlunun nasıl bulaştığı belirlenemeyen bu virüsü uzun bir süredir taşıyor olabileceğini belirtiyor. 

Bilim adamları, ’’obsessif kompulsif bozukluk’’ gibi bazı davranışların, enfeksiyonlarca tetiklenebileceğini, bağışıklık sisteminin, ne kadar endişeli veya atak olduğumuz gibi temel kişilik özelliklerimizi şekillendirebileceğini belirledi. Beyinle ilişkili bu tür rahatsızlıkların, çocukluk döneminde yakalanılan hastalıkların sonuçları bile olabileceklerine işaret edildi.

Bağışıklık sistemiyle beyin arasındaki bu ilişkinin anlaşılmasının, tüm davranış bozukluklarının tedavisinde yeni yöntemlerin geliştirilmesini sağlayabileceği bildirildi.

Bilim adamları, kılcal damar çepherlerini oluşturan hücrelerin, beyinde vücudun herhangi bir bölümünden çok daha sık biçimde birleştiğini, böylece proteinlerle hücrelerin beyne girmelerini önlediklerini belirtirken, şimdi antikorlar, moleküller ve hatta bağışıklık sistemi hücrelerinin bile, bazen radikal etkilerle birlikte çoğu zaman buraya girdiklerinin aydınlığa çıktığını ifade ettiler.

New Scientist dergisinin internet sitesinde yayımlanan haberde, Kanada’daki McMaster Üniversitesinden bilim adamı John Bienenstock, geçmişte bağışıklık sistemiyle sinir sisteminin birbirinden ayrı olduğunun düşünüldüğünü, ancak şu anda bağışıklık sisteminin ve onu harekete geçiren enfeksiyonların, ruh halimizi, hafızamızı ve öğrenme kabiliyetimizi etkileyebileceğinin gözlendiğine dikkat çekildi.

MUTLULUK

İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, kanser hastalarının bağışıklık sistemlerini harekete geçirmek için enjekte edilen bir bakteri, akciğer kanseri hastalarında tümörlerle mücadele bağlamında istenilen sonucu vermezken, bu bakterinin enjekte edildiği hastaların ruh halleri ve yaşam kalitelerinde radikal bir iyileşme gözlendi.

Mycobacterium vaccae adlı bakterinin kişinin ruh haline nasıl iyi geldiği henüz ayrıntılarıyla bilinmezken, hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda, bu bakterinin, prefrontal korteksteki nöronların, yüksek düzeyde serotonini serbest bırakmalarını sağladığı görüldü.

Yine New York’taki Feinstein Tıbbi Araştırma Enstitüsü’nden Betty Diamond, lupus hastalığıyla bağlantılı antikorların, beyne girebileceğini ve NMDA reseptörlerini etkisiz hale getirerek nöronları öldürebileceğini belirterek, bunun da, bir bakıma hastalık sırasında gözlenen davranış değişimleri ve bilişsel gerilemeyi açıklayabileceğini söylüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder