14 Ocak 2018 Pazar

Fabrika ayarlarına gittiğimizde (içsel olarak) bütün varlıklarla bir olduğumuz ortaya çıkar.

Doğa ile bağımızı açıklayan; BİOPHİLİA Hipotezi (Biophilia Hypothesis)

Biofili hipotezi, insanlarla diğer canlı sistemleri arasında içgüdüsel bir bağ olduğu görüşüne dayanır. 

Biophilia olarak adlandırdıı kavram ise insanların bilinç altında diğer canlılarla kurmaya çalıştığı bağlantılar olarak tanımlanabilir.

“Biophilia” terimi kelime anlamı olarak “hayatı ve canlı sistemleri sevmek” demektir ve ilk kez Erich Fromm tarafından, canlı ve diri olan her şeye karşı duyulan çekim şeklindeki psikolojik yönelimi tarif etmek için kullanılmıştır. 

Erich From ; yaşamsallığın gücünü ve bütüncüllüğünü ifade etmek için kullanmış biophilia’yı., 

Hipotezi ortaya atan ve yaygınlaştıran kişi Biophilia adlı kitabıyla, sosyobiyolojinin önde gelen düşünürlerinden Edward O. Wilson olmuştur. 

Sosyobiyolojiyle ilgili düşünceleri ile -sosyobiyolojinin kurucusu , entomolog ve Pulitzer ödüllü yazar Wilson, terimi “insanların bilinç altlarında, yaşamın geri kalan kısmıyla (bütünü ile) kurmak istedikleri bağlantılar” olarak tanımlarken aynı anlamda kullanmıştır.

Harvard Üniversitesinin ünlü biyoloğu Wilson insanların doğaya olan derin yakınlık ve ilgilerinin biyolojik yapımızdan kaynaklandığını öne sürdü.

Kitabında beynin makinalar tarafından düzenlenmiş değil, biyomerkezli bir dünya geliştirdiğini anımsatmaktadır. 

Biophilia hipotezi, insanoğlunun kendisini doğal çevreden ayırdığında, 
biophilic öğrenme kurallarının modern versiyonlarla yenilenmediini söyler.

Diğer yandan, Wilson'a göre, doğaya yönelmeye biyolojik olarak kodlanmış insanlar, zaman geçtikçe, deneyim ve kültür aracılığıyla bu yönelişi geliştiriyor, rafineleştiriyor.

İnsanların doğal dünyadaki nesnelere yönelik olarak hissettikleri derin korkular demek olan fobilerin aksine “fili”ler, insanların doğal çevrelerindeki belli yaşam alanlarına, eylemlere ve varlıklara karşı hissettikleri çekim ve onlar için hissettikleri pozitif duygular demektir. 

İnsanların doğadaki varlıklara bu şekilde yönelmeleri, deneyim ve kültür yoluyla onları incelten bir şey ve kuramsal olarak, biyolojik evrimin bir ürünü. 

Hipotez aynı zamanda neden sıradan insanların evcil ya da yabanıl hayvanları besleme isteği duyup, bazen bu uğurda yaşamlarını bile tehlikeye attıklarının, neden sık sık hayvanat bahçelerine, milli parklara gittiklerinin, bahçelerinde ve evlerinde neden çiçek yetiştirdiklerinin açıklanmasına da yardım eder. 

Bir başka deyişle, doğa sevgimiz hayatın devamına yaramaktadır.

Biofili hipotezi, ortaya atıldığı tarihten bu yana özellikle Lynn Margulis ve The Biophilia Hypothesis adlı kitabında Stephen R. Kellert tarafından, evrimsel psikoloji alanının bir parçası olarak geliştirilmiştir. 

Kellert’in çalışması, hayvan ve bitkilerin algılanış biçimlerine ve onlar hakkındaki düşüncelere yönelik yaygın insan tepkilerini belirlemeyi amaçlamakta ve bu tepkileri insanın evrimi bakımından açıklamaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder