Tasavvufta ; çok çekirdekli İncir (Nar gibi) Kesret (çokluk, tüm varlıklar) sembolüdür.
Zeytin ise vahdet (Bir oluş,Teklik-Tevhit Boyutu) nu çağrıştırır.
İncir vahid , Zeytin ahad.
Bu iki meyvenin zahir [görünen] özelliklerinden yola çıkılarak batında [görünmeyen iç boyutta] bu anlamları oluşturma yoluna gitmişler
Ayetlerle ilgili birçok yorumcuya göre “incir” ve “zeytin” den kasıt, bu meyvelerin yetiştiği bölgelerdir; ki, bu bölgeler de Filistin ve Suriye’ye işaret etmekte.
Ve buna bağlı olarak da İncir” ve “zeytin”in “Sina dağı” ve “güvenli kent”(Mekke) gibi yer veya bölge bildiren semboller olduğu, bu bölgelerin de incir ve zeytin meyvelerinin yetiştiği Filistin ve Suriye olduğu yönünde kabulleri doğurmakta.
Tîn Sûresi İlk dört Âyet-i kerime'de incir, zeytin, Sinâ dağı ve Mekke-i mükerreme üzerine yemin edilerek; insanın Ahsen-i takvîm olarak yaratıldığı bildirilmektedir.
Zeytin tedrici (kerteli) gelişimin simgesi ve tabii ki İhsan-ı Kamil'e işaret eder;
Zeytin, Rızanın, Nübüvvet kemâlâtın rengi olarak önce yeşildir.
Sonra kızaracak (aşkın rengi) ve nihayet en sonra da hiçliğin rengi siyaha ulaşacak
Zeytin , insanı kâmil ;“en güzel biçimde yaratılış / yaratılmışların en güzeli”o ; Hz. Muhammed
Tin Sûresi'ndeki ifadeler ,İnsanın ‘Ahsen-i takvîm’ üzere yaratıldığına,
“Kâinat ağacının en son ve en cemiyetli meyvesi ve istidatça en zengini” olduğuna,
genel mânâda , potansiyel olarak yeryüzünde Allah’ın halifesi, insan-ı kâmil olarak da yeryüzünde Allah’ın tam halifesi olduğuna işaret olarak görülüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder