17 Eylül 2017 Pazar

Erkeğin varoluşunda taşıdığı kadın imgesi , arketipi olan Animaya dair , 
Animanın ilk yansıdığı kişi annesi olduğu için, 
"ANİMA" kavramı aynı zamanda Ana Tanrıça'nın simgelerinden biri olan 
"AY" ile de ilintilidir.

Kişinin kendi bilincinin bir ürünü olup bilinçaltına itilmiş 
ve «kişisel alt bilinç'e» ait bir oluşum olan "Gölge"nin yanında 
kişisel ait bilinçde, bir başka büyük güç daha kendini hissettirir ki, 
erkekte dişi karakterli, kadında da erkek karakterli olan bu güce 
erkek için «Anima», kadın için de «Animus» adı verilmektedir.

"Kişiliğin birbirlerinden farklı bölümleri olan 
ego (self), persona, gölge ve
anima/animus adlı dört arketipin 

ancak karşılıklı etkileşim içinde çalışması sonucu
kişilik bütünlüğe erişebilme 
ve bilinç ile bilinç dışını ortak paydada bir araya getirerek 
özben arketipini yaratma imkânı bulmaktadır. 

Kişiliğin bu bütünlüğünün simgesi ise 
her kültürde ve her çağda süregelen dinsel simge olan mandaladır 
ve zihnin dört parçasının kusursuz işlemesi anlamına gelen 
daire, kare, çiçek, dört sayısı ve katları ve 3+1 ile sembolize edilmektedir (Jung, 1997: 77)"

------------------------------

Mitolojilerde de Kahramanlar 
sıklıkla zor durumdaki (Anima’yı temsil eden) bir kızı 
kurtarmak için canavarlarla boğuşurlar

------------------------------

Bu mitler ,
bir yandan ruhun, eşini ebediyete dek arayışını, 
öte yandan insanın bireyselleşme yönündeki açlığı dile geliyor 
(anima ve animusun birleştirilmesi) 

yani gerçek bilgi, bilgelik ve kusursuzluk 

hep bir diğerinde aranıyor.

------------------------------

Nasıl ki persona (maske) bizim dışa dönük yüzümüz ise
anima animus da , içe dönük yüzümüzdür...

Bir erkek için «anima» nin karakteri 

o kişinin kendi yaşam öyküsü tarafından belirlenmez.

Bu bakımdan «gölgeden ayrılan «anima», 

karşı cinsin, o kişi tarafından algılanıp ve benimsemesi derecesine 
ve biçimine göre oluşmaktadır.

Bir erkek için «anima» 
kollektif bir «kadın» imajıdır.

Erkekler için anima (rüya kadın) psişenin kadın yönünü ,
kadınlar için animussa (mükemmel erkek) psişenin erkek yönünü oluşturur.

Bu arketipler 
iki cinsin birbirleri ile olan uyumu için gereklidir.

------------------------------

Anima erkeğin ruhudanki, 
belli belirsiz duygular, huylar, sezgiler, 
akıldışı olana karşı duyarlık, kişisel sevgi yetisi, doğa sevgisi, 

en önemli olarak da bilinçdışını algılama yetisi gibi 

bütün dişil psikolojik eğilimlerin kişileşmesidir. 

Eskiden birçok haklarda tanrısal buyrukları alabilmek, 
tanrılarla bağlantı kurmak için 
kadın rahiplerin kullanılmış olması bir rastlantı değildir.

----------------------------------

Yani animası gelişmiş bir erkek 
kadınlarla iyi ve dengeli bir ilişki kurabilir.

Eşiyle kavga eden 
ve bugüne kadar hayatına girmiş tüm kadınlarla 
sorun yaşamış bir erkek,

aslında içindeki animayla kavga ediyordur.

Tabii aynı şey kadınlar içinde geçerli.

Normal olarak bir erkek 
kendi «ruh imajını» (anima'sını) bir kadına yansıtır.

Böylece erkek, aşk objesi olarak 
kendi bilinçaltı kadın imajına uygun bir kişiyi seçer.

Bu seçim genelde ideal gibi benimsenirse de, 
zamanla bu kişinin kendi zaafları, 
kendi eksiklikleri ile evlendiği dikkati çeker.

-----------------------------------------

Erkek de genel olarak «düşünce» nin, 
kadında ise «his»sin egemen olduğu gözönüne alınırsa,

«anima»nın, erkeğin hissetme işlevini,

«anımus»un ise, kadının düşünce kapasitesini 

simgelediği kabul edilebilir.

------------------------------

Bir erkeğin annesiyle olan yaşantısı olumsuz olmuşsa 
ihmal edilen anima 
zorlu durumlar yarattığında buna animaya kapılmışlık denir. 

Bu erkeğin uygunsuz şekilde dişileşmesine yol açar; 
ya dişil rolde bir eşcinsel olur 
ya da kadınlara karşı ağır eril bir soğuklukla davranır.

Animanın olumsuz yönleri yanı sıra 
gerçekte bir o kadar da olumlu tarafları vardır. 

Erkeğin “gerçek” kadını bulmasını, 

bunun da ötesinde bilinçdışının aklıyla 
çok da iyi seçemediği alacakaranlıktaki gerçek değerleri 
ve değersizlikleri ayırt edebilmesini sağlar. 

Ama yaşam için bundan da önemli olanı, 
zihnin doğru içsel değerlerle aynı ayarı, 
uyumu bulmasını ve böylece içsel derinliklerine giden yolları keşfedebilmesini sağlamasıdır. 

Sanki bir içsel alıcı, yukarıdaki anlamsızlıkları değil, 
o “koca adam”ın sesini alabilecek şekilde 
belli bir dalga boyunu ayarlanabilir gibidir. 

Bununla anima içe doğru bir rehber niteliği kazanır. 

Dante’nin Cennet’inde Beatrice’nin de 
Altın Eşek’in yazarı Apuleius’a kendisini daha yüksek bir ruhsal yaşam biçimine geçirmek için düşünde görünen tanrıça İsis’in de 
işlevleri budur.

----------------------------------

Anima ve animus arketipleri 
insanoğlunun «kollektiv alt bilinçline aittir.

Anima (Jung) ;BSTS / Ruhbilim Terimleri Sözlüğünde (1974)
Ruhun bilinçaltı ile haberleşen yönü olarak geçer.

Kollektiv alt bilinçde 
çocukluk öncesi (préinfantile) döneme ait, 
atavik (yaşamın) hayatın kalıntıları yer alır.

Kollektiv alt bilinçde 
en eski, hatta tarih öncesi 
insansal-hayvansal içgüdüler (instinktler) bulunur.

Biz, binlerce yıldan beri, 
arka arkaya gelmiş atalarımızın kalıtım izlerini, 
kalıntılarını, istek, içgüdüsel (instinkt) ve davranış örneklerini taşımaktayız.

Toplumsal yaşamın beraberinde getirdiği 
toplumsal cinsiyet rolleri nedeniyle
psişenin bilinç dışına itilen içerikleri, 
selfin bir bütünlüğe ulaşmasını olanaksızlaştırmaktadır. 

Bu nedenle erkek cinsiyette bulunan 
dişil yönü yansıtan anima, 
kadın cinsiyette bulunan eril yönü yansıtan animus 

bilinç dışına bastırılarak 
psişenin bir bütünlüğe ulaşması engellenmektedir. 

Bilinç dışının ulaşılmaz karanlığına hapsedilen 
psişenin bu gizil yönleri, 
kişisel ve kolektif bilinç dışında saklı 
çeşitli simgelerle düşlere yansımakta 
ve bu şekilde bilinç yüzeyine erişme imkânı bulmaktadır. 

Kişiliğini bir bütünlüğe ulaştırabilmenin yolu, 
bu sembollerin şifresini çözüp algılamakta 
ve bilinç ile bilinç dışını ortak bir paydada
bütünleştirmekten geçmektedir

-----------------------------------------

Astroloji tradisyonunun Anima ,
Sirius sistemiyle ilintilendirilir.

Örneğin Sirius A ezoterik, dişil fakat pozitiftir. 

Sirius B, eril olmakla birlikte, 
aynı zamanda kuvvetli anima enerjileri de taşır; 
bu, dengeli bir bireysellik halini gösterir. 

Sirius C ise, kesinlikle dişildir 
ve psişenin çok daha saklı ya da şuur dışı yönlerini temsil eder. 

Ay enerjilerinin, 
Sirius C enerjileriyle neden bu kadar karıştırıldığının açıklaması 
burada yatar.

-----------------------------------------

Qualls-Corbett konuya dair şöyle konuşmuş :

“Erkeğin gerçek kadınlarla ilişkilerine her zaman yansıtılmış, 
anima ile olan bu etkileyici bağlantıda, 

ergil ego bilinci temel bir aydınlanmaya ulaşır. 

Aşk tapınağına giren yabancı olarak 
erkek, 
öteki ile birleşmek için 

ego bilincinin bir yönünden vazgeçer. 

Bu birliğin kendisi,

ergil ve dişiliğin eşitliğini simgeler;

hiçbiri hükmedici, talepkâr ya da sahiplenici değildir. 
Anima ile olan bu olumlu ilişki sayesinde, 
bir erkek yaşamında heyecan verici, 
etkileyici bir canlılık deneyimler; 
bir yüke dönüşmüş olan eski düşünce ve değerler 
artık omuzlarından kalkmıştır.”

-----------------------------------------

Kısaca ;Sağlıklı ve dengeli bir ruhsal yaşam için 
anima-animus bütünleşmesi şarttır.

Bu şekilde, kadınla erkek 
aktif-pasif ya da baskın-boyun eğen 
gibi tamamlayıcı roller oynamak yerine 
eşit partnerler olabilirler. 

Diğer bir deyişle, 
erkek daha az erkeksi olmaya çalışmalı, 
kadınlar da erkeklerin baskısını 
kendileri eril özellikler geliştirerek dengelemeye çalışmamalıdır


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder