Erkeğin varoluşunda taşıdığı kadın imgesi , arketipi olan Animaya dair ,
Animanın ilk yansıdığı kişi annesi olduğu için,
"ANİMA" kavramı aynı zamanda Ana Tanrıça'nın simgelerinden biri olan
"AY" ile de ilintilidir.
Kişinin kendi bilincinin bir ürünü olup bilinçaltına itilmiş
ve «kişisel alt bilinç'e» ait bir oluşum olan "Gölge"nin yanında
kişisel ait bilinçde, bir başka büyük güç daha kendini hissettirir ki,
erkekte dişi karakterli, kadında da erkek karakterli olan bu güce
erkek için «Anima», kadın için de «Animus» adı verilmektedir.
"Kişiliğin birbirlerinden farklı bölümleri olan
ego (self), persona, gölge ve
anima/animus adlı dört arketipin
ancak karşılıklı etkileşim içinde çalışması sonucu
kişilik bütünlüğe erişebilme
ve bilinç ile bilinç dışını ortak paydada bir araya getirerek
özben arketipini yaratma imkânı bulmaktadır.
Kişiliğin bu bütünlüğünün simgesi ise
her kültürde ve her çağda süregelen dinsel simge olan mandaladır
ve zihnin dört parçasının kusursuz işlemesi anlamına gelen
daire, kare, çiçek, dört sayısı ve katları ve 3+1 ile sembolize edilmektedir (Jung, 1997: 77)"
------------------------------
Mitolojilerde de Kahramanlar
sıklıkla zor durumdaki (Anima’yı temsil eden) bir kızı
kurtarmak için canavarlarla boğuşurlar
------------------------------
Bu mitler ,
bir yandan ruhun, eşini ebediyete dek arayışını,
öte yandan insanın bireyselleşme yönündeki açlığı dile geliyor
(anima ve animusun birleştirilmesi)
yani gerçek bilgi, bilgelik ve kusursuzluk
hep bir diğerinde aranıyor.
------------------------------
Nasıl ki persona (maske) bizim dışa dönük yüzümüz ise
anima animus da , içe dönük yüzümüzdür...
Bir erkek için «anima» nin karakteri
o kişinin kendi yaşam öyküsü tarafından belirlenmez.
Bu bakımdan «gölgeden ayrılan «anima»,
karşı cinsin, o kişi tarafından algılanıp ve benimsemesi derecesine
ve biçimine göre oluşmaktadır.
Bir erkek için «anima»
kollektif bir «kadın» imajıdır.
Erkekler için anima (rüya kadın) psişenin kadın yönünü ,
kadınlar için animussa (mükemmel erkek) psişenin erkek yönünü oluşturur.
Bu arketipler
iki cinsin birbirleri ile olan uyumu için gereklidir.
------------------------------
Anima erkeğin ruhudanki,
belli belirsiz duygular, huylar, sezgiler,
akıldışı olana karşı duyarlık, kişisel sevgi yetisi, doğa sevgisi,
en önemli olarak da bilinçdışını algılama yetisi gibi
bütün dişil psikolojik eğilimlerin kişileşmesidir.
Eskiden birçok haklarda tanrısal buyrukları alabilmek,
tanrılarla bağlantı kurmak için
kadın rahiplerin kullanılmış olması bir rastlantı değildir.
----------------------------------
Yani animası gelişmiş bir erkek
kadınlarla iyi ve dengeli bir ilişki kurabilir.
Eşiyle kavga eden
ve bugüne kadar hayatına girmiş tüm kadınlarla
sorun yaşamış bir erkek,
aslında içindeki animayla kavga ediyordur.
Tabii aynı şey kadınlar içinde geçerli.
Normal olarak bir erkek
kendi «ruh imajını» (anima'sını) bir kadına yansıtır.
Böylece erkek, aşk objesi olarak
kendi bilinçaltı kadın imajına uygun bir kişiyi seçer.
Bu seçim genelde ideal gibi benimsenirse de,
zamanla bu kişinin kendi zaafları,
kendi eksiklikleri ile evlendiği dikkati çeker.
-----------------------------------------
Erkek de genel olarak «düşünce» nin,
kadında ise «his»sin egemen olduğu gözönüne alınırsa,
«anima»nın, erkeğin hissetme işlevini,
«anımus»un ise, kadının düşünce kapasitesini
simgelediği kabul edilebilir.
------------------------------
Bir erkeğin annesiyle olan yaşantısı olumsuz olmuşsa
ihmal edilen anima
zorlu durumlar yarattığında buna animaya kapılmışlık denir.
Bu erkeğin uygunsuz şekilde dişileşmesine yol açar;
ya dişil rolde bir eşcinsel olur
ya da kadınlara karşı ağır eril bir soğuklukla davranır.
Animanın olumsuz yönleri yanı sıra
gerçekte bir o kadar da olumlu tarafları vardır.
Erkeğin “gerçek” kadını bulmasını,
bunun da ötesinde bilinçdışının aklıyla
çok da iyi seçemediği alacakaranlıktaki gerçek değerleri
ve değersizlikleri ayırt edebilmesini sağlar.
Ama yaşam için bundan da önemli olanı,
zihnin doğru içsel değerlerle aynı ayarı,
uyumu bulmasını ve böylece içsel derinliklerine giden yolları keşfedebilmesini sağlamasıdır.
Sanki bir içsel alıcı, yukarıdaki anlamsızlıkları değil,
o “koca adam”ın sesini alabilecek şekilde
belli bir dalga boyunu ayarlanabilir gibidir.
Bununla anima içe doğru bir rehber niteliği kazanır.
Dante’nin Cennet’inde Beatrice’nin de
Altın Eşek’in yazarı Apuleius’a kendisini daha yüksek bir ruhsal yaşam biçimine geçirmek için düşünde görünen tanrıça İsis’in de
işlevleri budur.
----------------------------------
Anima ve animus arketipleri
insanoğlunun «kollektiv alt bilinçline aittir.
Anima (Jung) ;BSTS / Ruhbilim Terimleri Sözlüğünde (1974)
Ruhun bilinçaltı ile haberleşen yönü olarak geçer.
Kollektiv alt bilinçde
çocukluk öncesi (préinfantile) döneme ait,
atavik (yaşamın) hayatın kalıntıları yer alır.
Kollektiv alt bilinçde
en eski, hatta tarih öncesi
insansal-hayvansal içgüdüler (instinktler) bulunur.
Biz, binlerce yıldan beri,
arka arkaya gelmiş atalarımızın kalıtım izlerini,
kalıntılarını, istek, içgüdüsel (instinkt) ve davranış örneklerini taşımaktayız.
Toplumsal yaşamın beraberinde getirdiği
toplumsal cinsiyet rolleri nedeniyle
psişenin bilinç dışına itilen içerikleri,
selfin bir bütünlüğe ulaşmasını olanaksızlaştırmaktadır.
Bu nedenle erkek cinsiyette bulunan
dişil yönü yansıtan anima,
kadın cinsiyette bulunan eril yönü yansıtan animus
bilinç dışına bastırılarak
psişenin bir bütünlüğe ulaşması engellenmektedir.
Bilinç dışının ulaşılmaz karanlığına hapsedilen
psişenin bu gizil yönleri,
kişisel ve kolektif bilinç dışında saklı
çeşitli simgelerle düşlere yansımakta
ve bu şekilde bilinç yüzeyine erişme imkânı bulmaktadır.
Kişiliğini bir bütünlüğe ulaştırabilmenin yolu,
bu sembollerin şifresini çözüp algılamakta
ve bilinç ile bilinç dışını ortak bir paydada
bütünleştirmekten geçmektedir
-----------------------------------------
Astroloji tradisyonunun Anima ,
Sirius sistemiyle ilintilendirilir.
Örneğin Sirius A ezoterik, dişil fakat pozitiftir.
Sirius B, eril olmakla birlikte,
aynı zamanda kuvvetli anima enerjileri de taşır;
bu, dengeli bir bireysellik halini gösterir.
Sirius C ise, kesinlikle dişildir
ve psişenin çok daha saklı ya da şuur dışı yönlerini temsil eder.
Ay enerjilerinin,
Sirius C enerjileriyle neden bu kadar karıştırıldığının açıklaması
burada yatar.
-----------------------------------------
Qualls-Corbett konuya dair şöyle konuşmuş :
“Erkeğin gerçek kadınlarla ilişkilerine her zaman yansıtılmış,
anima ile olan bu etkileyici bağlantıda,
ergil ego bilinci temel bir aydınlanmaya ulaşır.
Aşk tapınağına giren yabancı olarak
erkek,
öteki ile birleşmek için
ego bilincinin bir yönünden vazgeçer.
Bu birliğin kendisi,
ergil ve dişiliğin eşitliğini simgeler;
hiçbiri hükmedici, talepkâr ya da sahiplenici değildir.
Anima ile olan bu olumlu ilişki sayesinde,
bir erkek yaşamında heyecan verici,
etkileyici bir canlılık deneyimler;
bir yüke dönüşmüş olan eski düşünce ve değerler
artık omuzlarından kalkmıştır.”
-----------------------------------------
Kısaca ;Sağlıklı ve dengeli bir ruhsal yaşam için
anima-animus bütünleşmesi şarttır.
Bu şekilde, kadınla erkek
aktif-pasif ya da baskın-boyun eğen
gibi tamamlayıcı roller oynamak yerine
eşit partnerler olabilirler.
Diğer bir deyişle,
erkek daha az erkeksi olmaya çalışmalı,
kadınlar da erkeklerin baskısını
kendileri eril özellikler geliştirerek dengelemeye çalışmamalıdır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder