Hallac, idam sehpasında, Bağdatlılara haykırdı:
“Öldürün beni ey dostlarım öldürün beni!
Ölümümdedir hayatım benim.
Ölümüm hayatımda, hayatım ölümümde!”
--------------------------
İslami irfanda Ölüm ikiye ayrılır:
-İstek dışı olanı: "Mevt-i tabiî" (doğal ölüm).
-Bir de isteğimize, kendi tercihimize bağlı olan bir ölüm türü var: "Mevt-î iradî"
--------------------------
Mevt-i ihtiyari insân-ı kâmilin terbiyesi altında bulunmakla mümkün olur.
--------------------------
Mevt-i ihtiyari" nin Aşamaları;
_________________________
___“Mevtü’l-Ahmer (kırmızı ölüm)”;
Bu ölüm türü salikin nefsiyle savaşmasını ifade eder ki büyük cihat olarak da nitelendirilmiştir. Cihatta ölmenin gereksinimi kanın dökülmesidir. Bu nedenden dolayı ona mevti ahmer (kırmızı ölüm) denilmiştir.
Bir bakıma Şehvetin ölümü. Hırs ve ihtirasların. Alışkanlıkların (muradât'ın), alışkanlıklardan dolayı oluşmuş yakınlıkların (menusât'ın)...
--------------------------
___“Mevtü’l- Abyaz (beyaz ölüm)”;
Bu ölüm türü kalbin nuraniliğini ifade eder.
İştahın ölümü. Tokluğun, tıkınmanın.
Açlığı tatmanın, açlığın lezzetine kavuşmanın bir diğer adı da "beyaz ölüm". Yemeden içmeden bile bile kesilmenin... özgürlüğün...
--------------------------
___“Mevtül-Ahder (yeşil ölüm”);
Kıyafetin ölümü. Giyimden kuşam merakından uzaklaşma.
Bu ölüm türü sade yaşamayı, sade giyinmeyi ve ihtiyari fakrı ifade eder ki can ve ruhun yeşilliği ondan kaynaklanıyor.
Sadece bedeni değil, kalbi örten giysileri de çıkarmaktır "yeşil ölüm". Makamdan, mevkiden, rütbe ve ünvanlardan soyunup Hak karşısında çıplak kalmaktır.
Cehenneme değil, cennete gireceklerin listesinde bile okunacak bir ada mâlik olmamaktır. İsimsizliktir. Şöhretsizlik.
--------------------------
Hristiyan keşişler de manastırlarda böyle ölmüyorlar mı?
Hakikî bir budist derviş de dağ başlarında ölümün bu renklerini sürünmüyor mu?
--------------------------
___“Mevtü’l-Asved (siyah ölüm)”;
Bu ölüm türü melamet ve noksanlıkları, zahmetlerin ve dilden kaynaklanan yaraları tahammül etmeyi ifade ediyor.
İslâmi irfan geleneğini diğerlerinden ayıran da ölümün bu 4. siyah rengidir. Nakşîliğin sırrı olarak da bahsedilir ölümün bu dördüncü renginden
İnsanın dertleriyle hemhâl olmak da nefsi öldürmenin diğer bir adı. Kendinden, derviş kibrinden, yalnızlığının keyfinden uzak durmak. Kitlenin içinde bir karınca hâline gelmek. Ezilmek. Çiğnenmek. Gürültünün arasında. Hizmet uğruna. Nefsin rağmına.
Manastırdan çıkmak yani. Tekkeden ayrılmak. Kendi gönlünle başbaşa kalmaktan vazgeçmek.
Bir bakıma Hira'yı terketmenin diğer adıdır "siyah ölüm".
Zaten ölmüş olanın ölümüdür. Hakikate ermiş olanın.
Ferdiyetin ölümü.
--------------------------
İslami irfanda “mevt-i ihtiyari” teriminin asıl kaynağı İslam peygamberinin şu sözünün: “Mutü kalbe en temutü” Ölmeden önce ölünüz” olduğunu söylemek mümkündür
--------------------------
Salik (Allaha doğru yolculuğa koyulmuş kimse) canından vazgeçmediği (mevt-i evvel) sürece canana varamaz. Ebedileşemez.
Ekmekten geçmediği sürece (ikinci ölüm) doyma ve kanat makamına varamaz ve lezzeti tadamaz.
İsminden, haysiyetinden ve sosyal konumundan geçemediği sürece (siyah ölüm) zati kimliğine ve vücudun anlamına varamaz.
Aziz ve sevdiklerinden geçmediği sürece (beyaz ölüm) kalp ehli olamaz
--------------------------
(Derlenmiştir)
__Ölüm Rengârenk...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder