Kiralık itibar..
Nasrettin Hocanın “Ye kürküm ye” hikayesini bilmeyen yoktur ama bu hikayenin alt metninin farkında olan kaç kişi vardır acaba? Kaçımız itibarın sahip olduğumuz donanım ya da ekonomik düzeyle orantılı olmadığını düşünüyor varlıklarımızdan çok vasıflarımıza yatırım yapmayı tercih ediyoruz?
Ekonomik düzeyi iyi olan insanların ya da belirli bir şöhrete sahip kişilere uygulanan muameleden bahsetmiyorum. Bunların hiçbiri olmadan olağan şekilde oluşan yani kişinin doğası ile süre gelen itibardan bahsediyorum. Sözlük anlamı aynen şöyle; Değerli bulunma, saygı görme, güvenilir olma. En kıymetlisi de son tanım. Yani güvenilir olma durumu.
Bazı insanlar var ki istediği eğitimi almış olsun ya da istediği maddi imkanlara sahip olsun saygınlıkları olmayabiliyor. Zorlamayla olmuyor. Zorlamamak da lazım (!)
Ne yaparsan yap olmuyor bazen.
Çalıştığı kurumun logosuna arkasına almış görkemli makam odası, şoförlü arabalar, korumalar gittikleri restoranlarda kapıda karşılanmalar ya da VIP salonlarında ağırlanmalar kiralık itibar değil de nedir?
Ruh kalitesi diye bir şey var, aile terbiyesi diye bir şey var. Hiçbir okulda öğretilmeyen, diploması olmayan, soyadı mirası ile oluşmamış ekonomik düzeyi ile elde edilmemiş ya da statü sonucu beraberinde gelmemiş olan itibarlık diye bir şey var. Saygınlık elde etmek çok kolay mühim olan bunların hiçbiri olmadığında öz kimliği ile itibarı olan kaç kişi tanıyoruz etrafımızda?
Nice insanlar tanıyorum. Eğitim düzeyi belki ilkokul seviyesinde maddi durumu deseniz asgari ücretle zar zor geçinen ama itibari yüksek, dürüstlüğüne ve mertliğine kefil olunan insanlar yok mu sizin de etrafınızda?
Bir örnek vereyim hepimizin eminim ki etrafında böyle insanlar vardır; Çalıştığım bir şirkette dört yıl boyunca çay servisi yapan bir hizmetlimiz vardı. Hiç kimse ona sen diye hitap etmez ve aynı zamanda isminin arkasına hanım sıfatını eklemeden diyalog kurmazdı. İşini büyük bir titizlikle, özveri ve saygı ile yapıyordu. İşinin dışında hiç kimseyle farklı bir şey konuşmaz hatta mümkün olduğunca kısa cevaplar verir, güler yüzünü hiç eksiltmezdi. Hatta içerde bir toplantı varsa bir an önce odadan çıkmak için acele ettiğine biz gizliden şahit olurduk.
Onun başta işine sonra da etrafına gösterdiği değere karşılık herkes de ona aynı özeni gösteriyordu.
Yani birçok şeyde olduğu gibi “Karşılılık İlkesi” burada işliyordu.
İtibar zor bir nitelik olmakla birlikte elde edildikten sonra çok da çabuk hatta bir anda yok olabilecek yeri asla eskisi gibi olmayacak tehlikeli bir fotoğraftır.
Günümüzde itibarı yerle bir eden ya da hak ettiği gibi gösterebilme imkanı tanıyan yani dijital dünya en önemli bir o kadar da kritik bir platformdur. Sosyal medya hesapları bireyin aynasıdır. Bu aynadan nelerin yansıdığı çok önemlidir. Günümüzde iş dünyasında bir iş anlaşması yapılamadan önce veya bir işe alımda en önemli referans kaynağı artık kişinin sosyal medya hesapları oluyor. Bu sebeple dikkatle ve özenle yönetilmesi çok önemlidir. Gerçeği yansıtması gerektiği gibi itibara da hizmet edebilen bir strateji de olmalıdır.
İtibarlı kişi menfaati olmadan gücün tesirinde kalmadan, karakter bütünlüğü ile başkalarının ya da şartlarının dayatması ile değil doğruyu kendi erdem pusulası ile bulanlar sosyal statüleri ne olursa olsun itibarlı kişilerdir.
Karakter bir ağaç ise itibar dallarıdır. Dallarında hangi çiçeklerin açıp nasıl bir görüntü vereceği köklerinin yani karakterinin sağlamlığı ile ilişkilidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder