yiyecek de bir titreşim şeklidir. Dr. George W. Crile'in ifade ettiği gibi:
Yediğimiz şey radyasyondur;
besinimiz büyük ölçüde enerji kuantasıdır” (*) Dr. George W. Crile
SLAC Ulusal Hızlandırıcı Laboratuvarı’nda radyasyon güvenliği uzmanı olarak çalışan Sayed Rokni de :
İnsan türü ve çevremizdeki her şey, çağlar boyunca doğal kaynaklardan radyasyon alarak evrildi. Radyasyon bizi dönüştürdü" demekte...
"Yogananda, hiçbir şey yemeden yaşayan ve “oruç tutan azize” olarak tanınan GİRİ BALA’yı ziyaret eder.
Aralarında geçen konuşmalardan bazıları şöyledir:
Paramahansa Yogananda:
“Lutfen bana kendi ağzınla söyle Anne,
hiç besin almadan mı yaşıyorsun?”
Giri Bala:
Bu doğrudur. Bugün 68 yaşındayım; 12 yaşımdan dört ay sonra başlayarak bugüne kadar- ellibeş yılı aşkın bir süredir- hiçbir şey yemedim ve hiçbir sıvı almadım.
P.Y. :
Fakat aslında sen bir şekilde besleniyorsun.
G.B.
Kuşkusuz
P.Y.
Senin gıdan,
havadaki ve güneş ışığındaki daha ince yapılı enerjilerden (*)
ve medulla oblongatadan girerek bedenini şarj eden
kozmik güçten geliyor.
----------------
(*) Cleveland’lı Dr. Geo Crile, 1933’de Memphis’deki bir tıp adamları toplantısında
“Yediğimiz şey radyasyondur;
besinimiz büyük ölçüde enerji kuantasıdır”
demiş. Onun konuşmasının bir kısmı
basında şöyle yayınlanmış:
Bedenin elektrik devresi olan sinir sistemi için elektriksel akım sağlayan bu tümüyle önemli radyasyon, yiyeceği güneşin ışınları tarafından kazandırılmaktadır.
Atomlar, güneş sistemleridir. Atomlar, birçok kıvrılmış yay gibi, güneş ışımasıyla dolu olan araçlardır. Bu sayısız atom dolusu enerji paketçikleri, besin olarak bedene alınır.
İnsan vücudunun içine giren bu gergin araçlar, yani atomlar, bedenin protoplazmasında yüklerini boşaltırlar ve bu ışıma yeni kimyasal enerjiler, yeni elektriksel akımlar sağlar. Bedenimiz bu tür atomlardan yapılmıştır.
Bilim adamları bir gün,
insanların nasıl doğrudan güneş enerjisiyle yaşayabileceklerini keşfedecekler.
Doğada “güneş ışığı kapanı” şeklinde
davranma gücüne sahip olmasıyla bilinen tek madde KLOROFİLdir
ve bunun nasıl olduğu da anlaşılamamaktadır.
Klorofil,
güneş ışığının enerjisini yakalar
ve onu bitki içinde depolar.
Bu olmadan, hiçbir hayat var olamazdı.
Yaşamımızı sürdürmemiz için ihtiyacımız olan enerjiyi,
yediğimiz bitkisel gıdalarda
veya bitkileri yiyen hayvanların etlerinde depolanmış
güneş enerjisinden elde ediyoruz.
Kömürden ve petrolden elde ettiğimiz enerji,
klorofil tarafından milyonlarca yıl önce
bitkisel dünyaya hapsedilmiş olan
Güneş enerjisidir.
Klorofilin aracılık etmesiyle,
Güneş sayesinde yaşıyoruz."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder