3-Nefs-i Mülheme
Bu mertebede kul, Allah’ın lütfuyla hayır ve şerri hassas bir surette ayırt edebilme ve şehevî duygularının aşırılıklarına direnebilme dirayetine kavuşur. Kalbi Allah’tan gâfil kılan her şeyden uzaklaşır.
Kur’an Şems 7. 8. “Ve bir nefse ve onu düzenliyene. Sonra da ona bozukluğunu ve korunmasını ilham eyliyene ki” Diyerek dikkat çeker.
4-Nefs-i Mutmainne
Cenâb-ı Hakk’ın emirlerine lâyıkıyla uyup, men ettiklerinden titizlikle sakınmak suretiyle manevi hastalıklardan kurtulmuş, hakiki ve kuvvetli bir iman ile de huzur, sükûn ve itmi’nâna kavuşmuş nefstir. Kalb, zikrullâh bereketiyle şüphe ve tereddütlerden arınmış, her an şükür ve sena hâlindedir.
Kur’an Fecr 27. “Ey o Rabbine muti’ olan nefsi mut’meinne” ayetiyle bu duruma dikkat çeker.
5-Nefs-i Râdıye
Daima Hakk’a yönelmek suretiyle Allah ile beraber olma şuuruna erişmiş, hikmetine ve hükmüne râm olarak Rabbinden razı ve hoşnut hâle gelmiş olan nefstir. Bu mertebeye yükselen kul, kendi iradesinden vazgeçip Hakk’ın iradesinde fâni olmuştur.
6-Nefs-i Merdıyye
Cenâb-ı Hakk’ın bizzat râzı ve hoşnut olduğu bir nefs olan merdıyyede kötü huylar yok olmuş, güzel huylar ve ahlâkî meziyetler inkişaf etmiştir. Öyle ki; Yaratan’dan ötürü yaratılanlara şefkat, merhamet, sevgi, cömertlik, affedicilik ve hassasiyet onda bir lezzet hâlindedir. Bu mertebedeki bir mümin, nefsini en güzel bir şekilde muhasebe ve murakabe eder. Her nefeste varlık ve benlik keyfiyetlerini gözeterek şeytani hilelere karşı boş bulunmaktan sakınır.
7-Nefs-i Kâmile/Nefs-i Sâfiye
Nefs-i kâmile, tezkiye neticesinde arınmış, sâf, berrak, ulvî ve olgun nefstir. Bütün marifet sırlarının tahsil edildiği ve ancak Cenâb-ı Hak tarafından vehbi olarak lütfedilen bir makamdır; Hak vergisidir, sırf çalışmakla elde edilmez. Kader sırrına mebni, ilâhî bir ihsandır.
İslam âlimleri veya tasavvufçular bu nefs kademelerinin dünyada olduğunu düşünürler. Onun içinde dünyasal örneklerle çeşitlendirmeye çalışırlar. Oysa bu nefs kademeleri çıktığı kaynağa dönecek olan ruhun geçireceği evrelerdir. Bu kademelerden sadece ikisi, dünyada bedenli hayatta geçilir. Diğerleri bedensiz yaşamda ve öte dünyada geçilir. Kur’an bu konularda kapalı olarak bilgi vermektedir.
Konuyu tam olarak anlayabilmek için Şekil 1 ve 3’den yararlanmak ve durumu sayılara dökmek gerek. Her ruh sıfır bilinç, 7 nefs (madde) yapısı olarak yola çıkar ve 7 bilinç, sıfır nefs (madde) yapısına ulaşır. Buradaki 7 rakamı ruhun 7 hali olduğundan alınmıştır. Her gök katı ruhun bir haline karşılık gelir. Buna göre;
1-)Nefs-i Emmâre: Ruh, sıfır bilinç, 7 nefs (madde) olarak başlar ve Nuh tufanıyla bir üst boyuta geçer.
2-)Nefs-i Levvâme: Ruh, 1 bilinç ve 6 nefs olarak başlar ve kıyametle bedenlenme sürecini bitirir.
3-)Nefs-i Mülheme: Ruh, 2 bilinç ve 5 nefs olarak başlar. 3 bilinç ve 4 nefs olarak bir üst boyuta geçer.
4-)Nefs-i Mutmainne: Ruh, 3 bilinç 4 nefs olarak başlar. 4 bilinç ve 3 nefs olarak bir üst boyuta geçer.
5-)Nefs-i Râdıye: Ruh, 4 bilinç 3 nefs olarak başlar. 5 bilinç ve 2 nefs olarak bir üst boyuta geçer.
6-)Nefs-i Merdıyye: Ruh, 5 bilinç 2 nefs olarak başlar. 6 bilinç ve 1 nefs olarak bir üst boyuta geçer.
7-)Nefs-i Kâmile: Ruh, 6 bilinç 1 nefs olarak başlar. 7 bilinç ve sıfır nefs olarak bir üst boyuta geçer.
Yani artık evren denilen bu dünyadan çıkar. Geldiği kaynağa geri döner. Bu işlemin oluşabilmesi için beraber yaratıldığı diğer kısmıyla birleşmesi gerekir. Oda ikiz ruhudur. Son noktada bu ruhlar birbirlerini çekerek birleşirler ve tamamen nefs (madde) yapısından kurtularak saf enerjiye dönüşerek kaynakla bir olur. Bu durum ruhun tekâmülünün başka bir anlatımıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder