14 Temmuz 2018 Cumartesi

Her şey hayalle başladı..

Hayal gücü bilgiden daha önemlidir.

Çünkü bilgi sınırlıyken, hayal gücü tüm dünyayı kapsar" / Einstein

"Beyin Gördüğü İle Hayal Ettiği Şey Arasındakı Farkı Bilmez”

Tüm buluşların aktif imajinasyonun meyveleri olduğunu biliyoruz

İmajinasyon; sesleri, görüntüleri, kokuları, tatları ve dokunsal mesajları zihinde canlandırma tekniğidir.

Dünyadaki hemen hemen bütün majikal çalışmalarda "İmajinasyon" ve "Vizyon" önemli yer tutar.

Ruhun imajinasyon yetisini kullanarak Spatyomda bulunan ve fizik evrenimizde daha farklı ve ince (seyyal) maddeleri şekillendirmesi yolu ile olmakta...

Hayal gücü, imajinasyon veya imgelem zihinsel görüntüler oluşturabilme veya birinin zihninin içinde kendiliğinden görüntüler üretebilme yetisidir

Kişi hayal gücüyle oluşturduğu görüntüleri “akıl gözü” ile görecektir.

Rüyalar da ayrışmış imajinasyonun bir ürünüdür

Bohm 'un da ifade ettiği Holografik modele göre; zihin ve beden, beynin gerçekliği deneyimlemek için kullandığı nöral hologramlarla, bir gerçekliği imajine ederken çağırdıkları arasındaki farkı ayırt edemez. bu etki öyle güçlüdür ki her birimiz sağlığımızı etkilemek ve fiziksel formumuzu kontrol etmek için belli bir düzeyde yeteneğe sahibizdir.

Bizler dış dünyayı beş duyu organımızla algılarız. Görürüz, duyarız, koklarız, tadarız ve hissederiz. İnsan doğduğu andan itibaren bu beş duyuya bağımlıdır. Bu nedenle dış dünyayı ancak bu duyular aracılığı ile tanır.

Herhangi bir imaj çok farklı şekillerde algılanabilir...

Örneğin: Beş duyu organlarımızla algıladığımızda biz ona görme ya da duyma diyoruz...

Yine aynı imaj sezgisel olarak algılandığında telepati, 
gözlerimiz kapalı ya da bir objeye konsantre olarak normal gözümüzün dışında ortaya çıkan görüntülerle algıladığımızda durugörü, 
fiziksel kulaklarımızın haricinde bazı sesler duyarak algılıyorsak duruişiti, 
bir sarkaç ya da çatal çubuğun hareketleriyle algılıyorsak radyestezi, 
ellerimizi herhangi bir nesneye dokundurarak o nesnenin başından geçenleri hissedebiliyorsak psikometri 
ve yine herhangi bir imaj fiziksel nesneler üzerinde fiziki etkiler meydana getiriyorsa biz ona telekinezi diyoruz...

Görüldüğü gibi ister fiziksel beş duyumuzla, isterse de beş duyumuzun ötesindeki yeteneklerimizle olsun, sonuçta tüm algılamalarımızın temelinde imajinasyonun bulunduğunu söyleyebiliriz...

Dış dünya hakkında en fazla bilgiyi görme duyumuzla ediniriz. Görme işlemi ise elektrik sinyallerinin göz tarafından yorumlanıp beynimize aktarılmasıdır. Yani görme gözde değil, beyinde olur.

Bilimsel deneyler gösterdi ki; bir kişinin beyni, tomografi cihazı ya da bilgisayar teknolojisiyle izlenirken, deneklerden belirli bir nesneye bakmaları istenir. Bu esnada beynin belirli bölümleri aydınlanmaktadır.

Deneklerin gözleri kapatılıp bu kez yine aynı nesneyi hayal etmeleri istendiğinde beyindeki aynı bölgeler aydınlanmıştır. 

Bu da bilim adamlarının şu soruyu sormasına yol açmıştır:

“Öyleyse gören kim? Beyin mi? Yoksa gözler mi?” Peki, gerçek nedir? Beynimizle düşündüğümüz müdür? Yoksa gözlerimizle gördüğümüz mü?

Gerçek şu ki, beyin, çevresindeki gördükleriyle hatırladıkları arasındaki farkı bilmez. Çünkü her iki durumda da aynı nöron ağları ateşlenir.
------------------------------------------
Zihin boşlukları sevmez. O hiç bir zaman durmaz. Çalışır, çalışır, çalışır… Ya geçmişin pişmanlıklarını ya da geleceğin endişe ve kaygılarını düşünüp durur. Böyle olduğunda an’da kalamaz . Belki de gerçek olmayan, zihinde düşündükçe gerçek olduğunua inandığı bir gerçeklik yaratıverir.
---------------------------------------------------

Zihinsel canlandırma konusunda yapılan başka bir araştırmada, kayakçıların zihinsel prova yaparlarken EMG cihazına bağlanmaları ile test edildi.

Kayakçılar zihinsel olarak yokuş aşağı iniş alıştırmaları yaparlarken, kaslarına giden elektriksel impluslar kayarken yaptıkları dönüş ve atlamalardakilerin aynısıydı. Kayakçılar ister belirli bir hareketi düşünüyor olsunlar isterse de gerçekten yapıyor olsunlar beyin bedene aynı talimatları gönderiyordu.

Düşünce, hareket ile aynı zihinsel talimatları yaratıyordu.

Hayal kurmaya çok benzeyen bu çalışmayı uygularken tüm duyularınızı kullanmanız çok önemli.

Uygulamak için en iyi zaman, beyin frekanslarının çok aktif olmadığı sabah hemen uyandıktan sonra ki veya gece uykuya dalmadan önce ki zamanlardır.

---------------------------------------------------
“Hayal gücü her şeydir.
Sizi bekleyen güzelliklerin önizlemesi gibidir.
Hayal gücü bilgiden daha önemlidir.”
Albert Einstein (1879-1955)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder