14 Temmuz 2018 Cumartesi

Simya

Düşüncelerinde güçlü olursan dönüştürmeyeceğin hiç bir madde olamaz.ALTINın göksel kürelerin en muhteşemi GÜNEŞ ile özdeşimi ,Simyacıların Zümrüt tabletlerde belirtilen “Yukarıda olan aşağıda olanın aynısıdır” prensibinde olduğu gibi , her gezegenin ile bir metal arasında bağlantı kurmuş olmalarında kendini gösterir..
Astrolojide 'ORTASINDA NOKTA OLAN DAİRE Güneşi,
Simyada ise Altını sembolize eder.
Hani Kadim insanların herşeydeki dengenin sembolü olarak kullandıkları altını...
Nitekim Altın madeni Ezoterizm'de de Güneşle ilişkilendirilir
Simyevi olarak belirtilen Yedi aşama, yedi renk, yedi metal ve yedi gezegen ilişkisinde
Satürn’le, yani kurşunla başlayan çalışma, Jüpiter’e, yani kalaya, oradan Mars’a, yani demire, oradan Venüs’e, yani bakıra, oradan Merkür’e, yani cıvaya ve nihayet Ay’a, yani gümüşe ve Güneş’e yani altına ilerler.
Tüm bu aşamaların aslında adayın inisiyasyon yolunda kat ettiği mesafeleri anlattığı belirtilir.
Altın ise İnsanın asli tabiatıdır.
Güneş simyacılar için kusursuzluğun işaretiydi.
Merkezindeki nokta olan daire de
tamamlanmış bir dairenin ‘’Büyük Eserin’’ tamamlanmasının,
devri mükemmelliğin, varoluşa ait tüm olasılıkların çözümlenmesinin tasviridir.
İnsanlar da madenler gibidir.
Adi metallerin altına dönüşmesi gibi insandaki tanrısal töz açığa çıkabilir bu anlamı ile inisiyasyon da temsil edilmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder