5 Haziran 2018 Salı

Bir damla ile okyanusun arasındaki fark.

Ne güzel bir iltifat bu böyle..Bir adam kötü yoldan para kazanıp, bununla kendisine bir inek satın alır. Ancak bir süre sonra, yaptıklarından pişman olur. Günaha girdiğini düşünür ve hiç olmazsa iyi bir şey yapmış olmak için, ineği Hacı Bektaş-ı Veli’nin dergâhına kurban olarak bağışlamak ister. O zamanlar dergâhlar aynı zamanda, fakirin fukaranın karnını doyuran, aşevi olarak hizmet veriyordu. Artık iyi bir insan olmak isteyen adam, içinde bulunduğu durumu, vicdan azabı ile Hacı Bektaş-ı Veli’ye anlatır ve ineği bağışlamak istediğini söyler.

Hacı Bektaşi-ı Veli,”Kirli işlerden kazanılmış parayla alınan bu inek helal değil” diyerek bu kurbanı geri çevirir. Bunun üzerine adam Mevlevi dergâhına gider ve aynı durumu Mevlana’ya anlatır. Celâleddîn-i Rûmî ise bu hediyeyi kabul eder. İki farklı tavır karşısında şaşıran adam aynı şeyi Hacı Bektaşi Veli’ye de anlattığını ama onun ineği kabul etmediğini söyler ve Celâleddîn-i Rûmî’ye bunun sebebini sorar.

Celâleddîn-i Rûmî Şöyle Konuşur:

”Biz bir karga isek Hacı Bektaş-ı Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz, ama o kabul etmeyebilir”

Adam bu yanıta çok şaşırır. Kalkar Hacı Bektaş-ı dergâhına tekrar gider. Hacı Bektaş-ı Veli’ye durumu anlatır. Celâleddîn-i Rûmî ’nin kurbanı kabul ettiğini söyleyip, bunun sebebini bir de Hacı Bektaş-ı Veli’ye sorar.

Hacı Bektaş-ı Veli de Şöyle Cevap Verir:

”Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise, Celâleddîn-i Rûmî’nin gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir, ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir”.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder